Zıtlar düştü hisseye, mantığa mezra oldu,
Hayatı seçti vücût, baktım yanında ölüm?
İyi-kötü, ak-kara, boş olan kaba doldu,
Gösterdi yangınımı, uçan dumanda külüm.
Gözümü açar açmaz, nur’la zûlmet göründü,
Bilinmezler bilindi, kuvvet acz’e büründü,
Bahar; güller takındı, rayıhalar süründü,
Güller bile gül değil, senin yanında gülüm.
Aynadır, acı-tatlı, gösterir birbirini,
Vuslat ile iftirak, aşkta bulur yerini,
Mecâzi aşklarda hem, bulamazsın pîrini,
Hak’da aşık inliyor, gül dalında bülbülüm.
Gece ve gündüz gibi, nefret ve aşk varlığı,
Işıktan parmakları, gösterir karanlığı,
Anlatamaz tüm sözler, kalplerdeki darlığı,
Firâk aşkı kahr için, hemen yolunda zûlüm.
Hiç olmazsa rüyâda, bir lâhza görünürsen,
O hüsn-ü cemalinle, bana teselli versen,
Çalsam gönül kapını, huzura davet etsen,
Mümkün değil dönemem, gelse o anda ölüm.
01.09.2009
Bedri Tahir AdaklıKayıt Tarihi : 1.9.2009 19:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
müzeyyen başkır
Kutluyorum.
'Ayna başka biçimde gösterir sahte tebessümleri
Bir köşesinde cennet durur cehennemdir bir köşesi
Menzilinde dokunur en felaket bitiş perdesi
Gümüşü görür gözler altını görmez heyhat
Ne gariptir insanlık dar gelir penceresi
Küskündür idrakine zamanın ömür denen keşmekeş
Kömür rengi saçlara yağar kar yavaş yavaş
Gün gün alınlarda artar yılların izi
Umulmaz bir anda gelir ölüm yakalar bizi ' demiştim bir şiirimde.
Şiirdeki tasavvufi yön de güzel.Tebrik ederim,her açıdan değerli şiiriniz için sizi...Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (27)