Her sabah işe gitmek için, aynanın karşısına geçtiğinde, ilk işi müzik setini açmak oluyordu. Ney üfledikçe, müziğin nağmeleriyle bir yolculuğa çıkıyor ve o ritimle saçlarını fırçalardı... Yolculuğunun nereye gittiğini bilmeden sürüp giderdi amaçsızlık… özgürlük… yalnızlık…ölüm… Garip bir his içini sarardı.. Aynada yüzüne yansıyan, yolculardan bazıları tanıdık, ve bazılarıyla da henüz tanışmadığının farkındaydı. Arada sırada kendine geldiğinde titrerdi.
Ve gülümserdi. Kendisiyle de alay ederdi…dil çıkarır, nanik yapardı başarılarıyla, yetenekleriyle, sevinçleriyle, kavgalarına özeleştiride bulunurdu.
–“ Yine hayallere daldım.” Diyordu kendi kendine…
Tanıdık olanlarla bir sofra da oturur, sessizce dinlerdi... çünkü konuşmaya başlasa – “ Sen Sus Küçüksün” denilir ve susturulurdu…. Yine de sofrada kimler yoktu ki! .. en sevdiği kalabalık … Kalabalıklar içerisinde mavi yaldızlı ayna kalabalıklar içeridinde yalnızlık ve yalnızlık gibiydi Neyzen Tevfik…
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye
Ayna ve Ney!in birlikteliği,umuda yolculuklar,ve hayat oyunu gerçekten hayat bir oyun bizler figüran.yüreğinize sağlık.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta