Ayna Kırıkları Şiiri - Ibrahim Halil Aksoy

Ibrahim Halil Aksoy
55

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Ayna Kırıkları

Ayna evine geldiklerinde
hava yerçekimini unutmuş gibiydi.
Duvarlar değil,
gölgeler titriyordu.
Cemil ve çocuk
sessizce içeri adım attı.
Kapıda şu yazı karşıladı onları:
> “Girmeden evvel, kendinizi unutun.”
İçeri girdiklerinde
binlerce ayna,
binlerce açıdan kendilerini gösteriyordu.
Ama hiçbir görüntü
tam değildi.
Birinde Cemil yaşlıydı.
Birinde çocuk ağlıyordu.
Birinde hiçbir şey yoktu.
Çocuk ürperdi:
— Bunlar biz değiliz.
Cemil:
— Bunlar,
başkalarının bize yansıttığı biz.
Ve asıl ayna,
içimizde paramparça.
Bir kırık aynanın önünde durdular.
Yansıma tek parça değil,
mozaik gibiydi.
Her parça bir başka Cemil.
Her parça bir başka çocuk.
Çocuk fısıldadı:
— Hangisi benim?
Cemil diz çöktü:
— Hepsi senin olabilir.
Ya da hiçbiri.
Çünkü kendini bilmeyen biri,
başkasının gözüyle şekil alır.
Bir ayna titredi.
İçinden bir ses yükseldi:
> “Ben olmak zordur.
Başkası gibi görünmek kolay.”
Ve ayna çatladı.
Çatlağın içinden bir dize sızdı:
> “Aynaya bakarken
hep başka biriyle karşılaştım.”
Bir salona geçtiler.
Burada aynalar konuşuyordu.
Ama söyledikleri,
duymaya hazır olmayan kulaklar için
zehir gibiydi.
Bir ayna bağırdı:
> “Sen, seni unutalı çok oldu!”
Bir diğeri inledi:
> “Kendinle barışmadan
kimseyle yaşayamazsın.”
Cemil durdu.
Gözleriyle çocuğun gözlerine baktı:
— Aynalar gerçeği söylemez,
sadece gösterir.
Ve bazen en büyük yalanı
görünen hakikat söyler.
Çocuk:
— Yani…
Ben kendimi nerede bulacağım?
Cemil elini kalbine koydu:
— Burada.
Çünkü kırılmış her aynanın
kırılmamış bir kalp yansıması vardır.
Bir oda daha…
Tavanından yere kadar
binlerce küçük ayna parçası.
Ve hepsi bir yüzün
dağıtılmış hâli gibi.
Cemil:
— Burası “Yüzsüzler Odası.”
Burada insanlar
kendilerini silmek için gelirler.
Unutmak, yok saymak, yok olmak için…
Bir adam geldi yanlarına.
Yüzü yoktu.
Ses çıkarmadan konuştu:
> “Ben bir zamanlar bendim.
Sonra ben olmaktan yoruldum.
Aynaları kırdım.
Şimdi sadece yansıyorum.”
Çocuk korktu.
Cemil fısıldadı:
— Kendinden kaçanlar,
başkasına dönüşür.
Ama hep eksik.
Çünkü her insan
kendini tamamladığı kadar insandır.
Ayna Evinden çıkarken
çocuk bir parça ayna aldı yerden.
Cemil durdurmadı.
Çocuk sordu:
— Bu parçayla ne yapacağım?
Cemil:
— Ona her gün bak.
Ama dışını değil,
içini görmeye çalış.
Çünkü gerçek ayna
cam değil,
kalptir.
Gökyüzü kararırken
bir dizenin ışığı doğdu ufuktan:
> “Aynaya değil,
aynaya bakan göze sor:
Gördüğün sen misin,
yoksa senden arta kalan mı?”
Ve böylece
aynalardan geçtiler,
kendilerinden geçmeden.

Ibrahim Halil Aksoy
Kayıt Tarihi : 25.10.2025 00:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


AYNA KIRIKLARI

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!