Hatırladın mı şu aynada gördüğün kendini
Tertemiz teninde gezen bir kıvılcımla
Karanlıklara daldığın o günleri.
Yıldırım inerdi gökyüzünden
Bakıştığın o sonsuz denizlere
Masumane aptallıklarla geçilmiş o çöller
Şimdi asla geçilemeyen vahalara döndü.
Hatırlıyor musun?
Rüyalarında sancılar, gündüzlerinde ateşler yanardı
“Alev alev yanıyorum” derdin bir zamanlar
Ey insanlar beni söndürün diyen o dilin
Nasıl da istifa etti o benliğinden
Hatırlıyor musun?
Anımsadın mı o kendinden geçtiğin dolunayları
Parlardı alnında yıldızların zayıf ışıkları
Kırık kalbinin bir savunması gibiydi hem
Sergine koyduğun gözyaşları.
Sonradan anladın ki parlayan
Alnın değil gözyaşlarınmış.
Alnın soldu genç adam.
Baktın mı aynaya anında görürsün
Kudretinde sakladığın o ışığın
Nasıl da can çekiştiğini.
Hapsolmuş kıyıların o kumsalları
Çiçek açıyor asit yağmurları altında..
Salına salına gidiyorsun bir yere
Tarifi olmayan bir sezginin sesiyle..
Vahalar yabancılaştı sana
Aynada kendini seçemez oldun.
Olsun, bu da olacaktı elbet
Sayısız sancılardan bir tanesidir
Sayılı anlar ise asla sayılı olamaz senin için
Çünkü sancılar sana saymayı unutturdu.
Hatırlıyor musun o günleri
Duvardaki gölgenle göz göze gelişlerini
Dolunaya teslim oluşlarını
Hüngür hüngür ağlayışlarını.
Bir evrenden başka bir evrene,
Kavrayışlarını ve sıçrayışlarını.
Hatırlıyor musun şu an?
Hatırlamıyorsun.
Aslına bakarsan ismini de bilmiyorsun.
Bilmiyorsun, bilmekte istemedin.
Her şey formüllere uyardı.
Ama isyankar alevler bacayı sardı.
Kendini dilim dilim kaybettin
Dolambaçlı yolların tariflerinde..
Kayıt Tarihi : 3.9.2020 21:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!