Derin bır uykusuzluk tasır hazin suretım
Asırlardır sürgünüm fısıldanan esrara
Kırılgan bır aynayım endamım tene tutsak
Kaç yıl önce cakıldım unuttum şu duvara
Kendınızı gördünüz her baktıkca yüzüme
Cisminizi emip önce tuttum kendi gövdemde
Geri çarptım alnımda unuttugunuz günahı
Riyanın küfre sarkan uzamış perçemine
Gövdem cok acıyor ya mıhlandıgım duvarda
Çivi gırdı enseme kan akmaz belkı ama
Ne vakıt sıze baksam bagrımda cırılcıplak
Kırıldım belkı hüznüm her dilde ıç kanama
Ben çakıldım kardeşlerim belkı mıhlanmamıstır
Boydan boya kapladıgım bır duvarın ucuna
Yüzbın ayna tek dılden aglardı her gün bana
Gövdem cünkü duvarda kapanmayan bir yara
Giyinilir soyunulur kördugum kravatlar
Acıtan bir cüretle her sabah yamacımda
Zinaya göz kırpmam hiç uçkur cözmem harama
İlik gibi hatunlar soyunurken karşımda
Demir attıgım oda dar ölçülemez hacmımden
Sabah aksam konusup soyunan giyinenler
Sıg bır dunya sıgıyorken yapayalnız cismime
Tek göz odaya sıgmam soyunursam kendimden
Ortak bir dil sukutum susuyorken birlikte
Konusana misliyle inen sille: kelime
Yoklugunuz bir soruysa cevabı hangi dilde
Yalnızlık:asırlarca sustugum tek alfabe
Kare, dörtgen, oval, yuvarlak ve içbükey
Denk degil enım boyuma geçmişimi gızlerken
Hazmedılmez sozcuklerle bırıktınız agzımda
Sözü yutup bır yazgıyı üstünüze kusarken
Derken yarım kesildi bıraz kısaldı boyum
Bir konsolün ustune konulmustum simdilik
Belden asagım tutmaz dıye uckurum sönmedi ki
Soyunan gölge görsem açılır kalpte delık
Her gece sehvetın terı sıcrar üstüme
İçimden dısarıya akar kösnül şelale
Tersyüz olmus bedenler tüneyip ciğerime
Günahları göğsümde yenı acılmıs lale
Kırılgan bır aynayım küflenerek mazıde
Ekti acı içime derınce bır ucurum
Ne vakıt baksa biri batar derınlıgıme
Dışa körse içime keskin kılıçtır ruhum
Senelerce sırtında benı tasıyan duvar
Gün gectıkce agırlıgı atmak ıster sırtından
Benı degıl aslında yüzyıl süren günahı
Sırtlaması agır gelır sızlanan tuglasına
Bozulmaz bir tılsım gibi göğsümde
Tasıdım ben ilençle kirlenmıs bedenlerı
Bir kentın harabesı bosanıyor ıçımden
Gürültüyle eskıyorum yüzüm kullanılırken
Onarılmaz yaraları sakladınız yıllarca
Kusandıgınız maskeydı kullandıgınız suretim
Bir acıyı denemenin oncesı ve sonrasında
Hangi yüzü kullanıp da kendıme görüneyim
Gördüm ki süretimi kasvetlı bır kent batmıs
Yapayalnız münkirlerin arlanmaz nefesınde
Devrıldım bin acıya terkeyleyip aksimi
Bir hayalin kırıkları hala gezer tenimde
Anladım ki ölüm bile dirimize aynaymış
Anladım kı ayna kalmak bir hatıra kadarmış
İçe attıgım bin yıllık taş duvarın tılsımı
Kördügümdür göğsümde fısıldanmaz sırrınız
Aksinizi benden alıp kimlere bıraktınız
Size esrar kendime bozdurulmaz gizemim
Tuz buz olup loş odada dagılıp da gidersem
Sırrımı kimselere sizlerde söylemeyın
Kayıt Tarihi : 2.6.2008 17:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kaan Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/02/ayna-219.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!