Zamanı şaşırmış mevsim gibi,
Salkım saçak,
Yönergeleri anlaması eksik
Pili bitik, elektrik atık…
Omuzlarına düşen saçları da yok artık!
Şakaklarında birkaç tel,
Mısır püskülü,
Üzerlerinden de karlar küründü.
Mevsim ona sopsoğuk,
Mevsim ıpıslak,
Mevsim zemheri,
Geçkin gözlerinde kara toprak,
Sanki isli tanyeri
Yüzü bağbozumu çiviti,
Üst baş üryan,
Sanki yengeç yürür yan yan.
Nerede o Nevbahar gülleri?
Nerede o peşinden koşan Yaseminler?
Leylaklar ve o aşk sümbülleri…
Dokunulmaz ten kavruk, kırışık,
Lakin adamım dünya ile barışık.
Hatta anıları ortaya karışık…
Dokunur yüreğine her şey,
Duyguları ıssız dallardan süzülür güneş misali,
Bazen de kuru rüzgârlar da olur alabora
Savruk mu savruk kavruk mu kavruk
Gözleri görmez dizleri çıkmaz aldırmaz,
Açsa da etrafında güz gülleri,
Bağrı yanık Suskun çapkın,
Bizimki hala aymaz!
Arar taze açmış papatyaları,
Yumuşak eller ister nasırlanmış elleri.
Kayıt Tarihi : 27.10.2016 21:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşına uyumlu tutum sergileme-yenlere olsun.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!