Alper ve Aydın'ın annesi; sanrıdan uzak, habere yakın, şiire tutkun, hayatın bir öznesi...
Derdim ne en olmak ne de duayen olmak
Derdim sadece kubbede hoş bir sada bırakmak
Pusula edinerek vicdanımı yoluma
Eylül gibiyim; bir yanım hazan, bir yanım hüzün..
Bazen çaylak bir fırtına kopuyor içimde
Savuruyor soldan sağa, içimde kimden yana ne kalmışsa...
Hatırladıkça geride kalanları,
Kimi zaman sıcacık gülümsüyor, kimi zaman buz kesiyorum...
Ve ne çok gözyaşı birikmişse içimde
Sahi siz dosttunuz değil mi?
Çıkarı varken görünen,
Diğer günler yıldızlar kadar uzak olan...
İşi düşünce dağları tepeleri aşan,
Başka zaman düz yolda bile rastlanmayan....
İyi günde en köşeye kurulup,
Bu sıralar hiçbir şey yapasım yok!
Bir şey yapma hevesim de,
İnsanları sevesim de uçup gitti.
İçimde bir mezarlık inşa ettim adeta,
Kırgınlıkları bir tarafa gömdüm ihanetleri bir tarafa...
İç çatışmanın çarmıhına mı takıldı avuçların?
Izdırabın çivileri narin bedenine mi saplı?
Umutsuzluk yıldırmasın sakın, sil at tüm endişeyi,
Ancak azap çekerek öğreniriz hayatı sevmeyi...
(Ne duruyorsun yap hadi)
Azalıyor gitgide çoğalan tüm umutlar
Bölük pörçük anılar, daha sabaha çok var
Kaç kez köprüler kurdum, kaç kez köprüler yaktım
Meyusiyetle yarışır içimdeki isyanlar
Kâh seslendim ardından kâh sessiz çığlık attım
Yetersiz bakiyeler gözümde büyümüyor
Değer de biçmiyorum katma değersizlere
Zerre kadar umrumda değiller artık
Gözünü açmanın zamanı gelmedi mi?
Kaç rüya daha görecek,
Kaç kabusa daha dalacaksın?
Bugün nasılsın söyle saf yürek?
Dost sanmaya devam mı yine herkesi?
Akıllanman için kaç darbe daha gerek?
Kaç ihanet, kaç vurgun, kaç acı olmalı ki?
Sevgini paylaştın da değer görebildin mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!