Uç uç böceği kanatlarında bir elvudi çiziği
tökezleyen bir tebessümle uçuyor üzerimizden
izole
çocuk şarkılarından büyük bir koroyla
pastel meyve bahçelerinin miadı başlıyor
Ahirette devam eden soyun son gebe kadını
düşlerden..emin olamıyor yalnızlığına
kuşkuların gözyaşları kundağında cennet
ya da emzirmesi bir doğumu; alevlerden
en unuttuğu yılları çoğalıyor emin olamadığı anılarında
gözlerin bir bakış açısını vuruyor yüzüme
buz gibi kesin, yürekli hazlarla saklı
önyargılardan soyut, övgülerle
gözlerimdeki bir açıya yerleşiyor tebessümün
parmak uçlarımda bir yetinin içgüdüsü büyüyor.
ölü gecenin çığlıklarını boğdum
yavru kedilerin mırıltısıyla
şimşeği iki yakamda çakılı karabulutlardan,
eşantiyon sabah…
kırık alyuvarlarıma tiryâki yarasalar gizledim
aynaların mezarlığına gömdüm
uykun yoksa sabah var
ricat yok ; gün pıhtısı ;
aç gözlerini
akşam yoksa gözkapakların yok
gün pıhtısı ;
bak yüzüme
yalnızlığından geliyorum hiç uğramadığın parklarından
dönmedolaplar ışıldıyor gece esintilerinde
ya sen unutmak istedin o şehirlerini ya da unutturdular
beni tanımadığın yalnızlığından geliyorum
yalnızlığından geliyorum hiç uğramadığın kıyılarından
suyu dudaklarına götürüşündeki kritik kozmik karar
o kararla başlayan birkaç gece..
veyahut yarım kalan susayışın
gizli rüyâların meleğim
gizli ağlarına rüyâların
gizli operasyonlar düzenlenen
azgın suyun damarlarından
enjektöre bir ay ışığı
narkozdan rüzgara bir uğultu
nabzımı kör bıçakla deşen nefesim
ciğerimde ince kıyım endişeler
Eski günleri kirleyen büyük zifos,
zaman yolcusu molalarda.
tünel dolu zihnimin raylarında
bir müfredat evriliyor
hıncahınç yapışıyor ertesiz bir Cuma,
takvimlere salâsıyla
.....................nihayet ışık hızı geçilemezdi;
-
nihayet tüm tabutlara taşsak
dikiz aynasına sığmayan bir bedenle yetinedursak ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!