Haftamın Eylül Ayı..
Sararmış, buruk sonbaharı..
Bağbozumunda hasat zamanı
İçilen gövdeli şarapların
Hüzünlü ekşiliği damaklardaki..
Kış öncesi titrek, melankolik başlangıcı
Dev Atlar saldım özgürlüğe
Bulutların arasında oynaşırlar..
Leylak rengi gökyüzü,
Düş beyazı bir geminin
Yelkeni oldular
Diktiğim koca çiçekler..
Sabah kalktığımda,
İlk senin yüzünü aradım aynada..
Gözlerim, gözlerinden akmak istedi
Gönlüne..
Aradım, bulamadım..
Hüzün arkadaş yalnızlığıma
Hoş bir gıdıklanma
Ve ardından verilen
İstemsiz tepkiler gibisin.
Gayet güzel başlamışken güne
Seninle gıdıklıyor sanki hayat
Beni
Geceler mi ağır gelen
Yoksa
Herbir notasında
Gözyaşlarımı salıverdiğim
Bu garip melodiler mi,
Yasladığımda başımı
Biraz daha üşüyeceğiz belli ki
Kalın yorganını
Örtene kadar üstümüze
Zaman..
Ve
Alışacağız sonra soğukluğuna
Cesmedeki 'tava yildizina' firlattim kalbimi,
Yaysın sıcakligini etrafa
Usume soguk havalarda diye..
Buz gibi olsun ortalik
İliklerime kadar donayim istiyorum
Her gün, her saat unut beni
Her gün, her saat hatirla..
Her gün, her saat yeniden unut beni
Baktiginda gökyüzüne, yildizlara
Tuttugunda baska birisinin ellerini
Bir tan aydınlandığında
Birde yalnızlıklar uykuya dalınca
Karanlığında gecenin,
Bir o zaman geçtin yine içimden
Yine acıklı..
Geçen giden
Geçerken üzerinden,
Gerdanı
Tek tük fıstık ağaçları ile bezeli
Bu mahzun tepenin
Farkına varılmaz
Altında yatan o heybetli tarihin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!