Bütün dünya saltanatını verse
Deli divaneye
Sustuğu kadar uzun tümceler sökülse
Ahraza kaçkın dilin söz gözelerinden
Zembereği bozulur vaktin
Saatler durur ansızın
Bom boş meydandan geçip gider
Yürüyüşüne en doğal tonu vererek
Aylak
Birdenbire
Yerinden sıçrayanlar
Olağanüstü bir gayretle
Birikirler meydana
Son derece şaşırmış olmak yetmez
Kabul salonu değildir meydan
İşiten gelmiştir
Kasıntılı gülümsemelerde
Kötülüğün keyfine varanlar
Çırılçıplak
Saflık ve açık yüreklilikte güven telkinine soyunmuşlar
Yürek bütün içtenliği ile sancıdığında
Tehdit ve yasakları
Emirlerle demirlediler limana
Kayboldu sandı kimileri
Engin denizlere açılanları
Dönmediler diye
Geçelim artık
Karşıya kurulu köprülerin
Vakti sökülmeden
Aykırı dönüşlerde gömülü karanlıkları aydınlatan merak
Kuşkuların pençesinden kurtarınca kendini
Ulaşmamış bütün mektupların zarfı açılır
O vakit
Koşmayı hatırla
Koş soluğundan yakalayıp kendini
Tüm çabaların yorgunluğu dökülsün omuzlarından koştukça
Koş
Üst üste yığılan anıların tutuştuğu yerden
Uzaklaşırken
Yak yüreğini
Teslimiyetten kaçınmak ciddi bir meseledir
Koşarak geçmeli bazen
Kentlerin içinden
Kasabalardan
Köylerden
Hala diz çökmüş kalanların semtine dahi uğramadan
Yüreğin heyecanını göğsüne bastırarak koş
Bastır ki
Göğsüne sıkışmış ne varsa çıksın içerden
Dön kendine gel
Artık dışarda kaldığın yeter
Kayıt Tarihi : 21.8.2022 16:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!