AYIŞIĞI ve HÜZÜN
Kirpiklerinden kayan yıldızları saymadım,
Hesabını yapmadım sensiz geçen zamanın
Gün batmış, gece olmuş, yönler karma karışık;
Yolu kesilmiş, hayat taşıyan son kervanın
Git gide kararınca gözünde yanan ışık,
Ben o bakışlarına hiç bir zaman doymadım
Hiç duydun mu perdeyi tırmalayan hayâli?
Bir kere yaşadın mı kalbi üşüten hâli?
Bırak buzların gece yaktığı kandilleri,
Avâre vakitleri çıkar gitsin aklından
Ne sen kahramanısın savunmasız toprağın
Ne başka silahın var; bu titrek aşkından
Sen hep suyunu taşı filizlenen yaprağın,
Ben yine ıslatayım kurumuş mendilleri
Hiç gördün mü mahzun bir mahkûmun güldüğünü?
Hüznün son kez ölüp de kabre gömüldüğünü?
Salıncakta büyüyen ayışığını sevdim
Bağrıma bastım senden gelen naz yüklü gülü,
Gemi çoktan demir almış da yetişemedim; heyhat!
Bilmem haberdar etmek gerekir mi bülbülü?
Menzil hangi tarafta, nereye bu seyehat?
Ben hayal dünyasında güyâ mahzun bir devdim.
Hiç ağladın mı yorgun akan şu gecelerde?
İşte orada, zaman iniyor perde perde...
15/1/2003
Zaandam
Kayıt Tarihi : 2.4.2003 18:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!