kırmızıdan çalan bir ateştir aydınlığın!
Öyle sinsi sızar yüreğimden odama,
Gözlerimi açtırır...
Maviyi çalar berraklığın,
Yeryüzünde başka mavi bırakmaksızın.
Bütün renkleri toplarsın benden.
Alır götürürsün kendi diyarına.
Halbuki zaten sendeydi her zaman onlar.
Ne istedin renklerimden?
Siyah dostum oldu...
Beyazlar üzerine yazılan şiirlerim oldu.
Seni göremediğimde gördüğüm,
Her zaman üstümde, gözlerimde dolaşan,
Beni ben yapan oldu.
Kıskandı hep diğer renkleri benden,
O da senin gibi istedi demek ki.
Tanımak mı gerekirdi? Dokunmak mı?
Gözlerine bütün güzel sıfatlar sende dercesine bakmak mı lazımdı?
Ruhunu avuçlarımda tuttuğum kalemimle hissettim...
Senin gözlerini gözlerime koydum.
Senin gözlerinle bakıyorum artık.
Sana, seninle bakıyorum artık.
Yok saydı kalbim beni! Cismimi.
Ellerim sanki senin ellerin
Dudaklarım sanki benim değil.
Neden susuyorum bazen biliyor musun?
Bir hissiyat geliyor:
Sanki üst dudağım ben, alttaki sen,
Konuşmuyorum, ağzımı açmıyorum, ayırmıyorum bizi.
Anlık değdiğin ellerim sıkı sıkı kapalı şimdi,
Sanki avuçlarım sen, parmak uçlarım ben.
Beni sana sarıyorum.
Bir zamanlar her gün gördüğüm yüzünü göremez hale gelince;
Açmıyorum gözlerimi,
Sanki alt kirpiklerim ben, üstteki sen,
Seni bana getiriyorum.
Sen gelmezsen artık buraya, göstermezsen kendini bana;
Seni ben getiriyorum.
Seni bana getiriyorum.
Kendimi bölgelere ayırıyorum;
Sen ve ben.
Hep bütünüz, hep birlikteyiz.
Ayrı bölgeleriz ama bölünmeyiz...!
Kayıt Tarihi : 6.4.2008 01:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!