Kaynağı kirlenmiş imkânsız biz zamanda,
Şems-i bir sevdanın müjdesi mümkün mü reis.
Söyle bana reis, modası neydi kalıp gitmenin,
Ama bil ki her gidişte sürç-i lisan haller var.
Reis, gidelim buralardan...
Bu dünya umduğumdan daha dar.
Akan gözyaşlarımın suyumu sorun,
Sular boşa akmaz bilene sorun.
Nasıl bir hayattır herşey bir oyun.
Bende istidad yok, sorun ve sorun
Karanlıkmış geceler, artık inanmaz oldum
Korkacak karanlığın zifrinde onu buldum
Ve öyle bir buluş ki bakmadan görmektir bu
Sorun şu gündüzlere başarırmıydı bunu.
Ben deli karanlığın karasına vurgunum,
Geceleri ayakta, gündüzleri yorgunum.
Şu iki dağ var ya, karşı iki dağ
Yemyeşili senin, bozkırlısı benim olsun.
Önünüde duran şu nazenin bağ
Ağaçlısı senin, taşlısı benim olsun.
Zaman önemsizdir bu feryadımla
Bir ümit daha var diyemez misin,
Pas tutmuş yıllardan el yordamıyla
Rüzgara tutunup gelemez misin.
Etrafımda her gün kalabalıklar
Görmeden yürürler gölgelerini
Bakışlar anlamsız, yüzlerde sırlar
Çoğu kez suçlarlar üstelik beni
Sessizliğe muhtaç söyledikleri
Karaladım hep yazdığım sanmışım
Bir yazanı okuyunca anladım.
Boş hayale nakış diye dalmışım
İlmik ilmik dokuyunca anladım.
Bir ümitle baktın mı hiç yollara
Giden gelmez, gelen bizi sormuyor.
Neye yarar kızmak engin dağlara,
Dağ geçit versede ova vermiyor
Madem gittin, adam gibi dönsene
Bekledik ayağımıza gelsin yar,
Adet farklı buralarda her yer yar
Arasam yüz güldürecek bir diyar
Peşim sıra bir tek gölgem sadıktır.
O sendeki bakış bana mı inat
Ecelim olacak kara gözlerin.
Ya açık tut nolur, ya da gel sök at,
Bak yine kayboldu hara gözlerin.
Desen hiç suçu yok, kırpmıyor bile
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!