92 milas doğumlu. MEB de öğretmen.
MuğlevÎ Hamd ile an Rahman-ı Rahimi
Hane-i acze ki nasib etti Hilmi'yi
Vuslat dilersen cihanda kısmîdir elbet
Lakin biliriz ki aza kanât gerek
Dileğim ki bir olmak bi müddetül ebed
Uhvadadır muğlevîyâ sohbet-ül gerçek
Destûr iledir vuslat ibn-i Adem
Geldiğin bu makam-ı Muğlevîdir
Huzura ne mülk gerek ne de kıdem
Hane-i dil, mekan-ı merkezidir
Muğlevî, haysiyet gülün suladın
Bir gün bir zalime meze oldu
Tevazû buğdayın her gün budadın
Kibr-i azâm ununa beze oldu
Gittiğim yerler gayrı uzak değil
Minare burcunda bekleme beni
Seninle artık seyr-i yârân değil
Virane bâbında bekleme beni
Uğruna kırdığım güller utandı
Gözlerimden aktı sevda tomurcukları
Benim gönlüm meyve vermez artık
Kokun mu getirdi bilmem kuraklıkları
Dilim güzelleri övmez yermez artık
Attın ki beni öyle bir çöle
Dur şimdi söyleme adımı
El, de değmesin dudakların
Kaçırma yok yere tadımı
Şey, de bilmesin dudakların
Ben seni görmeyi sevmişim
Yaşayacaklarım,
göreceklerim
Hepsi birer fahişe,
Kim bilir hangi düşümden, hangi hayalimden hamile
Yaşadıklarım,
Bir deniz hayal ediyorum dünden
Mum misali ruhuma erimeli
Haberim olmamalı aydan, günden
Raksıyla beni zamandan silmeli
Bir deniz hayal ediyorum dünden
Sen ki ömrümce yazdığım şiirim, hikayem destanım
Sen ki benim kurumuş gönlümde yeşeren gülistanım
Seni anlatmaya yetmez sayısı kelamın hem mısranın
Manası kalmaz lisan-ı rum, acem hem arabın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!