bugün benim doğum günüm
kuş sesi var yağmur kokusu
bir bahar sabahı
çatlamaya hazır tomur
çağrıştıran özlemi
mevsim aldanışı zerdali dalı
Kirpiklerimde öpüşlerinden kalan çiylerle
Uyuyorum mavi rüyalarda bir zaman
Akdeniz köpükleri ardından
Derinleşen o koyu suyun özünde
Canlanacak ölü saçlarım
Başımın yarısı bir omzunda
Anka’ydım bir zamanlar gökkuşağında görülen
Masallar ülkesinde masaldan içre
Yelkenlerin böğründe uçmayı özleyen
Dokundun dirilip Akdeniz oldum
Güzellikler yarattım köpüğümden
Çocuk
Şimdi dokunursam mutluluğun rengine
Bir adam ve kadın çıkar tansıktan
Ellerinde dünya bir suyun kıyısında
Dokusu bozulmuş kentlerin
Arka bahçesinde yolunmuş güller
Merdiven dayamıştı düşlerim göğe
Yatağımda özlemin sıcak elleri
Yasemin kokulu denizler vardı
Parmaklarımın uyuduğu yerde
Az sonra göğsüme dokunacaktı
Yıldız yağdıran çocuklarımız
Kara tenli mavi gözlü emek renginde
Yaşından önce yaşamış kara bahtı gibi
Karatahtada okuyamamış adını bile
Kapıları kapanmış yüzüne dersliklerin
Sokakta öğrenmiş savunmayı kendini
Nereye gitsem seninle
Her yerde sensizdi günlerim
Sana geldim göğünden bir özlemin
Göçmen bir Karadeniz dolaşıyor içimde
Dokundukça dudakların yüzüme
Sonbahar çökmüş günlerin buğusunda
Artık üşütmektedir rüzgâr tenimi
Şehirlerden geçiyorum sessiz kanatlarımla
Gecelerden dağlardan rüzgâr altında
Bir şehrin uykusu karışıyor soluğuma
Nereye gitsek sevdiklerimiz kalır geride
Ortak seyrindeyiz dağların hep birlikte
Alacakaranlık çöker yamaçlara önce
Yaklaştıkça büyür kara tehlike
Gözlerim bir sonraki kıvrımda
On bir parmaklıdır annem
On bir kere doğurmuş
Babamı da sayarsak on iki
Dere başında
Topaçla suya dökerdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!