Ahuvanları kıskandıran asude duruşun gönlüme peyda
sabrımı bileyleyen gül-ruşenin nevbahardır kara kışıma
razı mısın ey sevgili! Yakamoz doğan her kışın sabahına
açma zülüflerin, dilbeste ruhum zaten gebedir vuslatına.
Yalnız kalınca İsyan edermiş toprak mevsime
yok, yağmur yağmadıkça bahar gelmezmiş onun gözlerine
şimdi seccademde adın yankılanır, otur sessizce dinle
Allah’ım, Allah’ım sen onu benim yüreğime sürgün eyle.
Felaketle bakardı gözlerin, rengi asi ve mavi
kıyıda beklerdi yüreğim, limanlar serkeş ve saki
her şey gelip geçer imiş, mısralar ve haktır tek baki
uslanmaz şu meczup gönlüm, senden sonrası hep fuzuli.
En güzeli hasretliktir aslında beklenen bir çift güzel göz ise
insan gerekirse göç eder sevgilinin küçücük yüreğine
muhacir muhacir olalı böyle hicret görmedi Medine’de
leyleklere de haber salın göç böyle edilir işte.
Razı değilim şu karanlık gecenin ak sabahına
asude yürürüm fedakârca efsunlandığım rüyalarımda
bakışlarım usanmış, lakin ay karışmaz çaresiz ımızganlığıma
ay fedakârca efsunlandığım rüyalarımda.
Kayıt Tarihi : 17.4.2015 17:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşk-ı Rana romanı için yazdığım bir şiir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!