Aydos da Düş Şiiri - İlkay Coşkun

İlkay Coşkun
335

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Aydos da Düş

AyDos da Düş

sessiz uyuyor Ayazma zamanı, Pendik’e karşı dik
bengi su besleyen, mağrur eski bir avlu önündeydik
sırtımızı yasladığımız koca çınardı yıllar öncesinde
yönü esenlik dünya aleminin, şah damarına eşiktik
güneşe dostluğun gibi yakınsın,düşünme Gözdağını
eğrilen düşlerin sapağında da olsan, efkarın dağınık
neon ışıkları süzülür şehrimde daim,melodin çalınır

Yahya’dan beri, yazılan destanın efsunu gizli sende
pınar başında,yada kayıp bir sarnıç önünde gezinip
ruhunu üfledi, taşını, toprağını bağrını açıp da sana
duyur çağlara efsaneni, doğan günü ardında bırakıp
testilerimi doldurduğun gibi ak yine ne duruyorsun?
ağırbaşlılığını taşıyan yeni bir mabedini daha dirilt
çan sonrası,ezan sesinde kulağım,ben daha ölmedim

şöyle bir süzül Aydos’dan aşağı ve kucakla geleceği
havarilerini toplayan Pavli, pekiştirir sınırları.Olsun
gizemle yoğrulan yarının uyku derinliğinde kaybol
delişmen çağrışımların, kıvrım büklüm akışı yerine
ağız tadında yudumladığım şarap, içimdeki ay sızım
ne yapıp ne edip tez sökmeli müzelerimden ikonaları
evi barkı kendimce çevreleyip,düştüm yollarına dahi

gömülüverir hayat,kocamış bir çınarın yalnızlığında
mermer soğuğu sarar sokak aralarını,parmakucunda
ve içine düşer Anadolu anaçlığı, sırlı küpünse dolu
Abdurrahman Gazi ve niceleri yoğrulur suretinde
ocakbaşı mangalı gibi tüter başım. Yorgunum artık
özlemi beleyen anne sezgisiyle huzurun tutar elimi
sözün bittiği yerde nefes taşır yüreği.Al beni yanına

her mevsim güz her bahar eylül sevda mahzeninde
nerde bir ateş görsem,ilk seninle hissederim yangını
gül kurusu sessizlikte ne güzeldi ölümün acı yanı
aheste yürüyen baba ağırlığında taşınır sensizliğim
film şeridi kayda geçer gibi, renklidir aslında hayat
her an bir yiğitle karşılaşacak gibi hislenirim ben
camekan önlerinde seyreyler bulurum kendimi biran

kendinden sfenksli maskeleri taşımaktasın boş yere
soğuk yanlarımı ısıtıp sana geleydim keşke Kasilaos
bin yıla meydan okurcasına işleğim panayırlarında
kadrajında hayal gemileri eskiten yamağın biriyim
ölüme başımız eğik, talihimizle barışığız. Kal biraz
yorgun ayaklarımızla sana yürüdük, durmadan geri
yetimhane yolumuz üstü, Hisar Sokağı,aşağısı deniz
…..
çiğdemleri avuçlayan bir el eksildi, sabah ezanında
ve Pendik; avucuma konulan inci,İstanbul suretinde..

İlkay Coşkun
25.05.2012

İlkay Coşkun
Kayıt Tarihi : 13.11.2021 16:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlkay Coşkun