“Ben güneşi terk edenlerdenim”
Bir vardı hayaller, hiç yoktu aslında,
İki kimsesiz gülücük kadar anlamsızdı,
Kâh kafa tutardı imkansıza,
Kah terk ederdi gözü yaşlı uyanışları,
Gözü kapalı aşklara…
Erişilmişin memnuniyeti; yorganımızda unutulmuş bir sıcaklık
Eksik yanlarımızın sızıntısında yamanmış avuntularımız
Sonra birde geceye kokusu sinmiş o sinsi karanlıksızlık…
“Karanlığıma engel alev gözlerin”
Öfkeyle sevişilmiş gecelerin, yalnızlık sevdalısı sabahına ne demeli
Ya da hiç anımsar mısın, nede çok severdi düşlerim, güldürüşlerini…?
“Ya vardı gülüşler, hiç olmadı mı yoksa,
Bir başka dünya mı kaçmıştı aynamıza
Ne de iklimsiz bir aşk’ı gebe bırakmıştık yarına…”
Aslında, geceye sevdalanmanın bahanesiydi gözlerin
Bütün aydınlıkları içimde toplayan bir aldanış…
“Ben güneşi terk etmiştim”
(yada ben öyle kanmıştım)
Sonra sen, beni benden etmiştin,
Anlımın teri, gönlünün terk edilmiş kumsallarında…
Henüz gecenin erken bir saatiydi
İsimlerini fısıldamak için çocuklarımıza…
İki kulaçtır atmıştım ki kollarında,
Demeye kalmadan kaybolmak sevdalaşmıştı sularında….
Ya aldanmaktı zamana ayrılıklar,
Ya da iyi birer yalancıydı, bütün göçmen masalcılar…
Biz aydınlanırken, günahı memnu gecelerde,
(kanarken ayın şavkına)
Masallar günümüzden yarınımızı,
Umudumuzdan da güneşimizi çaldılar…
Kayıt Tarihi : 21.12.2011 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!