Aydınlık8 Şiiri - Yorumlar

Osman Demircan
662

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gözlerimi iyice açıp baktığımda ise tahtalardan bembeyaz kurtçukların çıktığını gördüm. O kadar çoktular ki ahşapla beraber beni de yiyip bitirmelerinden korktum. Yığılıp kaldığım kanepeden aniden doğrularak balkona çıktım. Dışarısı alabildiğine siyahtı. Sanki her yer ölülerin konulduğu siyah torbaların içindeydi. Yaşamanın bu kadar koyu olduğu bir anın içinde, ölümün boğucu elleriyle yaşama açılan fermuarlarım kapatılıyordu. Hayır dedim bir an. Yaşamak istiyordum. Beni kopkoyu bir torbanın içine sokmak isteyen ölümün ellerini iterek, kendimi fermuardan dışarı attım. Bir anda kendimi anadan üryan bir vaziyette sokakta buldum. Sokaklar ve tüm Üsküdar sessizdi. Benimse kaskatı kesilen bedenim Üsküdar'ın içinde bir heykel gibiydi. Evim ve apartmanım bir katrana katışmışçasına zifiri karanlığın içinde kaybolmuştu. Şimdi ben ne yapacaktım? Yaşadıklarım bir rüya mıydı yoksa hayal miydi bilmiyordum. Bildiğim tek şey Üsküdar'ın kara çarşafa bürünmüş kadın halinin gecesinde çırılçıplaktım. Evime gidemezdim. Evim katran karası gecenin kuytuluğundaydı. Ben ise apaçık ortada kalmıştım. Korkudan yüreğim ağzıma gelecekti. Bu durumdan kurtulmalıydım. Yarın galeriye gitmem gerekiyordu. Cumartesi son gündü. Daha sonraki güne kalsa tablolarım galeride bir gün sahipsiz kalacaktı. Başlarına ne gelebileceğini ise hayal bile edemiyordum. Bir tablom çalınsa sergi günü geçeceği için sigortadan para bile alamayabilirdim. İçine girdiğim bu karanlıktan kurtulmak için önümü göremesem bile yürümeye başladım. Neden her yer karanlığa gömülmüştü anlayamıyordum. Neredeydi sokak lambaları, araba ve neon ışıkları, ayrıca evlerin pencerelerinden dışarı yansıyan avize ışıkları? diye kendime sorular soruyordum. Yere yığıldım. Bir dağın yamacında biten mor menekşeler, düşerken başımı vurduğum taşların alnımda ve yanağımda bıraktığı izlerde bitti sanki. Her yerim mosmor olmuştu. Deli bir insan gibi ikiye katlanarak düştüğüm yerde yatıyordum. Ölmek istemiyordum. Yaşamak istiyordum betona çakılmaya ramak kalan bir insanın pişmanlığı gibi. Gözlerim yarı kapalı haldeyken bir ışık gördüm ve sesler işittim. Birkaç kişi baş ucumda durup konuşuyorlardı. Kesinlikle hırsız olamazlardı, üzerim çıplaktı. Bayılmışım...
Karakolda uyandım. Üzerime çarşaf sermişlerdi. Bir polis yanıma gelerek gülümsedi:
_Günaydın. Kendini nasıl hissediyorsun.
_Günaydın. İyiyim. Gece başıma neler bilemiyorum. Galiba beni bulup buraya getirdiniz. Teşekkür ederim.
_Çok geçmiş olsun. Seni bulduğumuzda baygın ve çıplaktınız. Galiba bir travma yaşadınız. Neyse şimdi iyi görünüyorsunuz.
_Evet şimdilik iyiyim.
_Yakındaki pazardan bunları size aldık. Önce bu kıyafetleri giyinin. Sonra kahvaltı için komiserin odasına buyurun.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta