sesiniz kırıldığından beri sözünüz anlam taşımıyor
yüksek topuklu ayakkabılar giyip sahte bir boy gösterisinde belki
belki de kalıba dökülmüş aşklar gibi bütün duygulardan uzak
çağcıl bir kaybetmişliği anımsatıyor..
ama sizin de şarkılarınız var biliyorum
ağzınızla kalbiniz arasında titreyen yüksek gerilim hattınız..
oysa tüm gerginliğinizi bir kadehe sığdıran garsonun huzurunda
yapayalnız görünürken bile nasıl da rahatsınız..
öyle ki melekler uğurluyor sizi düşlerin deryasına
kendi zarfının içine kapanmış mektuplar kadar dünyasızsınız
bu yüzden her sabah başka bir evrene açılıyor gözleriniz
akıp giden hayata - meydanlara ve kavgalara bitarafsınız..
ve sıvaları dökülüyor artık dokunduğunuz evlerin
boğulan bacalarında binlerce masal kurumlaşıyor
bir el aynasıyla bakıp gökyüzünü göremeyince aydınlığın ustaları
yeni bir gülle salıyor hayatın içine akan o derin kanalların ağzından..
işte o an bir çocuğun ışıldayan sesini duyuyorum tüm yankılarda
göğsümde bir dağ dinleniyor bütün heybetiyle sislerinden arınmış
ve vadiye uzanan kıvrımlarında o incecik patika yolların
turfanda aşklar görüyorum yeşile ve kırmızıya öykünen..
çelikten soğuktan ve kandan soyunmuş bir zaman haritası bu
ölçeği binlerce küçültülmüş sevdanın göze indirgenen çağrısı
şimdi bir kuyudan çekip çıkardığımız aydınlıklar duruyor ortada
biliyorum ki çiçektir tüm tezgahlarda dokunan baharın ağrısı..
Kayıt Tarihi : 16.7.2014 02:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
işte o an bir çocuğun ışıldayan sesini duyuyorum tüm yankılarda
göğsümde bir dağ dinleniyor bütün heybetiyle sislerinden arınmış
TÜM YORUMLAR (25)