içim dışım yolculuk
orman olmuş yüzdüğüm dere
içine dalınca açar yara bere
titriyor kuş cıvıltısıyla, kurbağa sesiyle
eğrelti, ısırgan, sarmaşık, kelebek
gökleri deliyor arsız çınar
dikenleri koruyor güzelleri
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Şiiri okurken Zonguldak gözümün önünden geçti...Sade ve buna rağmen anlatım canlandırıyor ilimizi... Bu da güzel bir anlatım olduğunu söylüyor bana... Tebrikler...
enize uzanan kepçe
yeşile koşan yürek
ve yerin altına inen damar gibi
büyük kazanda nimet arıyor
umudunu hiç yitirmeden
aydınlığı hak eden Zonguldak
Siyahlar içinde ama gönüllerde aydınlık... Güneşlik! İyi ki yazdınız; teşekkürler... 10 puan +ant. Esen kalın...
Çocukluğumdan kalan o şehre ait kömür karası resimlerin bugüne kadar solmamasının nedeni., yer altında dökülen alın terlerinin güneş gibi aydınlığıdır....
Kaleminize sağlık sayın Hayri Sarı...
Şiirinize yorum yapmayı kendime görev bildim. Şiirde adeta Zonguldak insanının profilini çizmişsiniz. Benim memurluğa ilk başladığım il Düzceydi. Özellikle o yörenin insanı Örf adetlerine çok düşkün olduklarını gördüm. Sizi ve şiirinizi kutlarım efendim. Fatih Ataşçi.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta