Değilse böylesi yalıncı ve girişme siz oluşla mecliste, lineer geçen bir teklif bir tek adam baskısı ya da partizanca olmanın, oligarşi baskısı olurdu. İşte halkın temsili genel katılımı ve soyut iradesi buradaki muhalefeti, uzlaşma ile ortaya çıkacaktır.
Toplum kolektiftir. İktidar katalizör oluşla yöneten, sunan güçtür. Değilse, çoğunluk seçimi ile erke gelip, istediği yasama ve yürütmeci oluşun yasalarını çıkarıp ta; arkanızdaki seçmeni de; “ işte size, halksa, halk! Halk iradesi ise; biz, tam da iradi seçilmiş bir halk iradesiyiz, demenin gaflet ve dalaleti değildir de nedir? Oysa bu kabil uzlaşı ile çıkacak olan da, yine sizin emek, gayret ve başarınızdırlar.
Girişme siz olurla duran projeyi, eğer siz: ”bu benim meşru hakkımdır, çoğunluğum var, teklifi verir ve mecliste geçiririm” dediğiniz an bu hakkınızla yine bir başka sorumluluğunuz ve zorunluluğunuz olan ‘parlamentoyu çalıştırma’ gibi bir görevinizle, meclisteki çoğunluğumla ben bunu geçiririm dediğiniz tavrınız çelişirler. Çatışma başlar ve şiddetlenir. Nedeni de basittir. Demokrasi, bunların uzlaşısıdır.
Taslak projelerin partizanca olan sınıfsal olan bir tikelce sahiplenilişi vardır. Yasama, tikelce olanı; parlamento içinde tümelce olana doğru çekmek ister. Ya da çekmelidir. Parlamentonun tümelce oluklu halk iradesi olma koşulu tek boyutlu sahiplenme olan projeyi, parlamento zeminine çeker.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim