Bir özgür kuş konduda kafesine bülbülün
Getirmişti dağlardan kokusunu bir gülün
Ayrılınca tüyleri düştü kafes içine
Özgürlük türküsüde düştü bülbül diline
Artık daha dertliydi öterken yürek yanık
Sivas kongresinin yurttaki akisleri
Parladı Ankara'da sönmez bir güneş oldu
Kesildi artık yer yer korkakların sesleri
Millet hükümetiyle bugün barışık oldu
Cumhuriyetin bugün temelleri atıldı
Buluttum rüzgarın doğduğu yerde
Yaprak gibi gurbete savurdu beni.
Kavurdu yüreğimi sıla hasreti!
Yağmur oldum birden eritti beni
Gömüldüm toprağa nerden nereye..
Ben atları tanırım beyim
Arap'mıydı İngiliz'miydi,dikkat etmedim
Arab'ıda bilirim İngiliz'ide
Atları onlardan yamandır
Oysa senin bindiğin at
Sana inat benim ulusumun atına benziyordu
Allahım sana açılan yürek hiç geri çevrilirmi?
Sensin evrene direk bu bina devrilirmi?
Her işinde bir hikmet,her sırrında bir hayret
Kulda olursa gayret, noksanlık görülürmü?
Bu diyarda her rüzgar bir tehlike fısıldar
Dilerim o rüzgarın sesini duymayasın
Bende ezeldenberi aşkın ızdırabı var
İsterim ki bu yönden sen bana uymayasın
Bu diyarın gündüzü gecesinden karanlık
Bir ürkek ceylana rastladığım gün
Vurulması yazık olur demiştim
Ceylana tutulup vurulunca dün
Attığım kurşunu kendim yemiştim
Ceylanım iyiki seni vurmadım
Bir kalleş avcıya çıkardı adım
Sen ne zamanı durdurabilirsin
Nede eski günün yeni güne kavuşmasını
Ne ruhun sürgünlerde,nede yüreğin yanık
Ve yüreğin nerede farkında da değilsin
Kimin hasretiyle kapatırsın gözlerini
Kiminle,kimin yokluğunda açarsın?
Bir aslanın elinden almak için etini
Bölmeyi bekliyorlar, yani memleketini.
Suya düşmüş bir parça giderken yavaş,yavaş
Aç itler parçalıyor Türk'ün memleketini.
Koyun gibi güdüpde sürüden sayacaklar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!