Susmuşsun lal sessizlik gibi
Ve kendi içine kapanıyorsun
Güneşe küsen güller gibi
Ve ne zaman gülsen sanki yüreğinle ağlıyorsun
Gözlerinle küçük bir mutluluk arıyorsun
Yüzümü serin sulara tuttum sanki
Gürültülerle dolu,hüzünlerle badanan
Haydarpaşa garının ayrılık kapısında,
Yüzüme vururken denizinin meltemi; istanbul
İşte ben seni böyle tanıdım
Tarihin ağır yükünü çekmene rağmen,böyle diri,böyle taze.
Zamanı kaale almıyor,adam
Odasındaki mum sönse; gece
Donarak düşünüyor herşeyi
Az olsun konuşmuyor hiç kimse ile.
Aynalardaki kalbine bakıyor,çiçekli kanepeye oturmuş
İstanbulda, bir otel odasında...
Yasağımsın sen benim
Çiğnesem idam
Çiğnemesem intahar.....
Gözler konuşurken nasıl anlatabilirim sana
Yüreğimde şimşekler çaktığını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!