1984 yılının temmuz aynıda,karabük'e baglı olan eflani ilçesinin karlı köyü kaya mah. dünyaya gözlerimi ailemin en büyük oğlu olarak açtım,rahmetli babam o zaman askerdeydi,rahmetli dedem babamın asker arkadaşı olan aydın isminde bi abiyi çok begendiği için bana onun adını layık görmüş.2,5 yaşına kadar köyde yaşadım ondan sonra tam 22,5 senedir istanbul kaldırımı çiğnemekteyim,ilkokulu sefaköy inönü mah.100.yıl i.ö.okulunda başladım sonra y.bosnaya taşındık liseyi türkiye gazetesi tiç. mes. lisesinde okudum,muhasebe bölümünde başarıyla bitirdim ama o meslegi maddi olanakların kısıtlı olmasından dolayı tercih etmedim evde sadece babam çalışabildiği için üniversiteye gitmemeye karar verdim,ama elimi ayagımı hiç okumaktan çekmedim çünki aşıktım okumaya yazmaya,askere gidene kadar çaşitli işlerde çalıştım,ayakkabı boyacılığı,demir dograma,aliminyum,pazarlarda su satma,karton toplama,teneke toplama,muaavinlik,pastanede bulaşıkçılık,garsonluk,enjeksiyon makinacılıgı derken askerlik geldi çattıı..askerliğimi 2004-2005 yııllarında B.esir/Erdek'te gemi kaptanı olarak yaptım,askerliğimi bitince sılaya döndüğümde babamın amansız bi hastalıkla(ALS) mücadele ettiğini öğrendim dünyam yıkıldı çünki hastalıgın tedavisi yoktu.askerden geldiğime çok pişman olmuştum babamı öyle görünce halbuki ne hayallerimiz vardı,neyse o ara küçük kardeşimin bacagında bi kis belirdi onu ameliyat ettirdim,sonra babamı çeşitli doktorlara götürdüm çok çabaladım ama olmadı 3 sene mücadele verdikten sonra 28/02/2007 gecesi saat 00:16 da babamı kaybettim..rabbim mekanını cennet etsin...şimdi 25 yaşındayım babasız geçirdiğim koca bi 3 senem var evin en büyüğüyüm 2 erkek kardeşim ve annemla kıt kanaat geçinmeye çalışıyoruz,şiirlerimi yazmaya 2003 senesinde başladım yaklaşık 200 üstünde şiirim mevcut,yazıyoruz karalıyoruz işte hayat adamı olgunlaştırıyo,deli gibi sevdiğim zamanlar oldu,ama hiç bi kızı anama değişmedim,çünki anamın en çok güvendiği evin e büyüğü bendim değişemezdim,bu yaşıma kadar kendimi hiç düşünmedim kendimi aileme adadım bundan sonrada öle yapacagım....çünki..''SEVMEYE TÖVBELİYİM'....işte bnm hayatım..şimdi ilaç deposunda güv. amiri olarak görev yapıyorum.....
Eserleri
şiirleri var sadece...tövbeliyim,canözüm,bıktım,vs...bunun gibi birçok yayınladıgı ve yayınlamaya hazır şiirleri mevcut kendisinin....
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!