Onu gördüğümde,
Gökte ondörtlük ayı;
Ondörtlük ayı gördüğümde,
Onu görüyordum! Sankisi yok!
Onu görüyordum!
Geceleyin tenim; kızarıp, bozarır mıydı?
Bir gün tası tarağı toplayıp,
Gideceğiz birer birer...
Her ölüm zamansızdır;
Zira yapılacak bir şey çıkarır
Her sırası gelen!
Pek öyle görülmezdi
Bugün yine seni çaldım sazımda!
Hep sen oldun, baharımda yazımda! !
Sazım olmasa da türkü yakardım!
Kavuşalım diye, ne çok yalvardım!
Hangi onur sahibi, yaralar yüreğini? !
Hangi Onur, ayaklar altında kalmaktan zevk alır? !
Kim haramı, helali ayırmada titiz?
Kim Anadolu motifli kilimleri dokumaktadır?
Kim insan olduğunun farkındadır?
Ekin tarlalarının altın sarısı başakları gibi
Dalgalanırdı bir esintide saçların.
Ne kadar zariftin!
Neşe saçan gözlerin gülümsemene, o denli yakışırdı ki,
Bakmaya doyulmayan bir tablodan farksızdın!
Sen, kantları olmayan, bir melektin sadece!
Sana tutulduğumdan beri,
Kırk yıl geçti!
Kırık bir kalple dolaştım yaban ellerde!
Körfezde rıhtımda, martıların denizi
Beyaza boyadığı, bir ilk yaz sabahı
Yürüyüşe çıkmış, ağarmış saçıyla
Sana yar dedim, demez olaydım!
Nerdeyse kendimi yardan atacak hale geldim!
Olmadı, can daha tatlı geldi.
Önce can, sonra canan misali!
Atsaydım kendimi sahi!
Bir kez olsun mezarıma gelir,
Her zaman sevgiyi düşledim!
Ozanların yazıp, bitiremediği.
Islak yollarında, dikkatle yürüdüm.
Kayıp, kolunu kıranları gördüğüm için!
Yeri ekmekten, sudan önce mi olmalı
Allah, seni öyle özene, bezene yaratmış ki,
Bir bakan, bir daha baksın.
Güzelliğini farkeden, ilk ben oldum.
Neler yapmadım, neler!
Önce Yaradan'a şükrettim!
Kimse benim gibi bakıp,
Gelişmiş çağımızda;
televizyonu buldum
son model otomobilleri gördüm
milyarlık düğün dernekleri
zenginliğe heveslenenleri çok!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!