Var olmak isteği ama olamadığı bir yerlerde...
Gerçekten sevildiğinizi bildiğiniz kişi tarafından ömür dediğiniz hayat temaşesi; yaşanacak güzellikleri sizde ki karmaşık duygulara bırakacak kadar ne değersizdir ne de keyfinizi bekleyendir. Zorlaştırmadan kolaylaştırarak sizi severken, sizde ki kaygılar onda hiç yok mu sandınız?
Her koşulda sizin yanınızda olmaya çalışan, size güven veren, sizi önemseyen, sizi değerli kılan, sizi seven ve size ruh katacak olan o güzelliğin kıymetini bilenlerden olunuz.
Değerleri küstürüp inciltmeyiniz!
Bazı güzel özlü sözler ve kitaplar vardır, doğru ve güzel olmasına rağmen boş gelir, çünkü ruhu yoktur.
Bazı güzel özlü sözler ve kitaplarda vardır ki, okuduğunda huzur verir, kalbe dokunur, çünkü manevi dokusu, dokunuşu ve bir ruhu vardır.
O ruhu tarif etmek gerekirse, şöyle ki;
Gücün yetiyorsa, al biçâre yüreğimin yangınını,
Sana verdiği sevgiden geri alabilirsen...
Yüreğimde kor gibi yanan özleminin ateşini,
Söndürmeye güç yettirebilirsen...
Hadi! Söndür bakalım bende ki yokluğunun yerini,
Nasıl söndürebileceksen..
Her insan bir kitaptır..
Her kitapta bir hayat yatar..
Hayatındaki bu kitapları aç ve oku!
Doğruların altını, yanlışlarınsa üzerini çiz.
Doğru kitaplar, sana yoldaş olan arkadaşlardır.
Yanlışları at, doğruları sakla.
Çağ diyorum..
İçinde bulunduğumuz şu çağ...
İnsanın maneviyat zırhını delip, hastalaştıran şu ruhsuz çağdan söz ediyorum üstadım...
Bir zamanlar; Köklü ve kâdim bir medeniyetimiz vardı, zengin kültürüyle mutlu ve huzurlu hayatlar yaşayıp, yaşlandığımız. Ne zaman ki; taklit edilen yabancı bir medeniyete ve yabancı bir kültüre sahip çıktık; hem hasta, hem de ruhsuz kaldık mesala...
Bir zamanlar sürekli konuşmak isterdim...
SONRA...
İÇİMDE Kİ ÇOCUK SUSTU...
BEN SUSTUM...
Sonraları ise;
İçimdekileri sürekli yazmak istedim...
Sıradan kadınlar mı?
Süründürürsen tapar!
Seversen senden kötüsü yoktur.
Bunlardan nefret ediyorum..
Vefalı kadınlar mı?
Aşk,
Canla, başla sevene;
Dağlar, karınca yükü kadar hafif gelir.
Sevmeyene ise;
Karınca yükü olsa, dağlar kadar ağır gelir.
Seven sevdiğinin yüzünü yere eğdirecek bir hadise çıkarmadığı halde, sevilen basit bahanelere sarılarak sanki siz afedilmesi güç bir suç işlemişçesinizce bir muameleyle gelip, rahatlıkla çekip gidebiliyorsa, yüreğinde size karşı zaten hakiki bir sevgi büyütememiş demektir.
Çünkü; hakiki bir sevgi, basit bahaneleri kabul etmediği gibi onları rahatlıkla bertaraf edendir. En ağır hadiselere şahitlik ettiğinde ise; her ne kadar ağır ve acı gelse de, ilişkiye zarar vermeden bu hadisenin tekrar olmaması şartıyla afedebilecek kadar da güçlü bir duruşa sahiptir. Yani hatasıylada yanında olur, onu atmaz.
Çünkü seven insan, akıl gözünden ziyade kalp gözünden bakar sevdiceğine. Kim dört dörtlük ki? Kim kendini eksiksiz yetiştirebilmiş ki der ve şans verir...
Bâzen, bir hüzün işgaline yenik..
Bâzense, bir çıkmaza gark olur yüreklerimiz..
Âh şu yaşanası güzel günler ve mutluluklar...
İç huzura ne kadar hasret kaldık..
Yoksa hâkikatli insanlara mı susadık?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!