örtünüp yalnızlığımı
solgun bir akşam
gönlünün en kuytu yerinden
çıkıyorsun geceye
maziyi sebil ediyorsun geceye
süreğen bir unutuştan sızlayan beden
'donmuş kentler'de döner
'kavruk yangın yeri'ne
bir gün biz gideriz bir gün
isli bir kalabalık kalır
o kentlerde
gözlerinin ucunda bulutlanan o boşluk
çözer düğümlerini yazın avuçlarında
bir an içinde büyür derinleşir de zaman
sözün izi sürülür tenha yolculuklarda
1.
olur da karanlık bir boşlukta rüzgâr
donar da
donan suretlerimizdir, kırgın
eski bir masal şehrinde
göl der ki,
su ayaklanmış, o siyah bakış değince
sanki
yırtılan sesteki akkor; kararan bir martı
bir kadın veda mırıldanır
kara gözlerinde o mükedder ışıltı
öptüm, ürperdi dudaklarımda tuz
ilkyazdı; mavi masaıda sabahtı henüz
sonra zaman dağılır, anılar ve güz
gam dalgaları, acı seslenir; giderek...
tutkulu bir bahçeye akıtılan nehir
keşfedebilir mi seni kendi suyunda?
suya pırıltılar salan peri,
yaprağa ışık düşüren damla,
bir damla ki, yeşil bir göl kuşanır
yıllardan süzülür gelir de
yalnızlık, insanda fark edilir, hay,
orada tuhaf hayaller esen
hind'e doğru bir ada
oraya koymuşlar, gördük
orada mavide bir / iz
her yan, yer, gök, deniz, say! ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!