Sevgiye doymuş yürekler sustu
Sadece ben kaldım yalnızlığın ortasında
Sana bir çift söz söylemek isterdim
Aydınlığı içine doldurmak...
Tesbih taneleri gini sıraladığım ayrılık türkülerini
yağmurla gelmişti ölüm...
ilk tanıştıkları günü düşündü,o gün hava açıktı.üç katlı kalabalık bir ortamdı.hemen birbirlerini farkettiler...sanki kalabalıkta tek gibiydiler.saf,içten bir çift bakışın ardından oradan ayrıldılar.her ikisi de ayrı ayrı mekanlar da birbirlerini sorguluyorlardı.kimdi bu? ? gelişi hiç umulmayan....bu soruları her iki tarafta kendi kendine aylarca sordu.ama netice alan olmadı.
iki yaprak dökümü,
üç bayram
ve bir de yılbaşı geçmişti...
ne gelen vardı ne de giden,geçer de görürüm umuduyla yollara bakıyordu bir taraf,diğer tarafın ne hissettiğini bilemeden.çok zaman umutsuz du.alışmıştı çünkü sahip olamadan kaybetmeye...yağmurlu günler alıp götürürdü sevdiklerini...çok saatler geçti bir taraf olmadan.alışmıştı gözler öğrenmişti ağlamayı...belki de sahip olunan en istikrarlı alışkanlıktı bu...yine yağmur yağıyordu,yağan yağmurla aktı gitti iki taraf.kalan sadece gecenin ortasındaki yalnızlıktı.
Küçük evdeyim yine
Sen nerdesin kimbilir
Güneş çoktan battı oralar da
Hazar bu vakitler de sakindir
A y batımın da suları yükselir.
Yağmur yağıyor
her yağdığında
karışıyorum damlalara
sonra toprakta kayboluyorum.
yine yağıyor...
dokunma bana
Sen gideli,
Sen değilsin.
Önce mutluluk şaşkınlık
Sonra, hadi be! sendecilik
Sen gideli öyle bir sen değilsin ki.....
Zamandır buna şahit!
Bu sonuncu valizdi.toplamıştı herşeyini,bütün eşyalarını,duvara sinen yanlızlığını bile.............ne kadar çabuk geçmişti zaman.yine gelmişti o an! ! içinden bu son olur inşaallah dedi.soğumuş çayını yudumlarken düşünmeye başladı..............bebekleri büyüten,evlendiren,anne eden,vefasız dostlarla tanıştıran isimleri bile unutturan zamanı düşündü.ve sonra sahip olamadan yitirdiklerini.........gözleri takıldı bir noktaya,çekmek istemedi bakışlarını.donuklaştı.çevirseydi kafasını bu aleme ne vardı ki sankigönlünü özge yerlere koymuşlardan başka.... ağlamak istedi gözyaşları aktı içine kimseler duymadı.yaradanından başka.titreyen elleri habercisiydi çaresizliğinin,incinen günlerinin yarasını duydu.adı gibi biliyordu bu izleri hayatı boyunca taşıyacaktı.
Yalan dünyanın biçareliğinden aldı kendini.bıraktı yüreğini asıl dergaha,yöneldi sevgilisine düşüncelerini bir bir çekti ruhunu kenara bırakmışlardan........
İşte sevgiliye giden o yerde gül tarlasın da en son o nur perdesinin kalktığı yerde merhamet ve cennet kucağında koydu alnını secdeye............acizlikten titreyerek
Ben geldim rabbim affet.... dedi
düşler de sevdim seni,
bu yoldan ilk kez geçtim inan.
düşler de başladı düşler de bitti.
en son düşüm de,
bir yolculuk ta kaybettim seni.
uyandığım da
gidiyorum,
belirsizlikler içinde.
bir anlık; her şey manasını yitirmiş benim için.
dostum; ağlamak nedir bilirmisin?
fersiz gözlerim de tuttuğum gözyaşlarım,
ayrılık dolu yollara haykırdığım,
vakit; gitmek vaktidir,
bir alın yazısı gibidir ben de ayrılıklar...
acıdan yer yanar,
kabarır havanın gözyaşları...
nerden bilsin ki?
yüreği yangınlar da yanmayan.
anlamlı bir mevsim...
insan yüreğini dalgalandıran,
şimşekler çaktıran,heyecanlandıran
dosta giden yollara düştüğüm mevsim...
ben bu mevsimi altı kez yaşadım.
hiç böyle zevk vermedi yağan yağmur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!