Ayaz, gülün taç yapraklarını öpmüş,
bülbülün feryadı, mahşer sabahı kadar derin.
Sevda, bir rivayet mi yalnızca?
Yoksa hayalperest bir Yunus’un rüyası mı?
Ecel, narin bir huzurla bekler,
zarif elleriyle dokunur zamana.
Haşa, aşk seyirlik bir oyun mu?
Gülmek bile dokunaklı,
bir mabet duvarında yankılanan dua gibi.
Halihazırda bi çareyim,
mukadderat fısıldıyor kaderin dizelerine.
Payidar kalmaz hiçbir hayal,
ve mabet, huzurda eğilen başların son durağıdır.
Gül, yeniden solacak belki,
ama o ayaz,
kalbimde ebedi.
Kayıt Tarihi : 9.1.2025 16:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!