Sensiz ateşlere bürünüp yanarken hayatın renkleri
Tufan gibi düşer geceye o sevdanın yanmış külleri
Hangi yıldızda gizlidir bahtımızın ahu falı kim bilir
Sevgilinin katresindeki sır yangın yerinden beterdir.
Renklerin dansı rutin bir geceyi saklar
Ayaklarının izi düşer damlalara
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Yüreğinize sağlık
Yiten gecelerin ardından
Öfke dağlarımdan doğan güneşimsin
Hırçın dalgaları öpüyor sevdamın yelkenleri
Sen bakınca güneş kokuyor şehrin caddeleri
Söyleyin ağlamasın karanfiller
Artık içimi ısıtmıyor sensiz mavi hayaller
Kırılmış kalbin duvarlarında sızlayan aşk lekeleri
Sen yaşanmamış aşkı beklersin hep geceleri.
sevgili dost nede güzel yazmısnız cok duygulu ve içten di teşekkürler okumak zevkliydi
KALMİN YETERSİZ OLDUĞU BU GÜZEL ŞİİRİ YAZDIRAN YÜREĞİ KUTLUYORUM ÜSTAD SAYGILARIMLA
İnanılmaz tat aldım bu güzel dizelerden ellerinize sağlık kelimelerin yetersiz olduğunu gördüm ayaz gecelerde değil hep hatırlanmak dileyimle
- Ayaz bir gecede o sevgiliyi hatırlamak -
Sensiz ateşlere bürünüp yanarken hayatın renkleri
Tufan gibi düşer geceye o sevdanın yanmış külleri
Hangi yıldızda gizlidir bahtımızın ahu falı kim bilir
Sevgilinin katresindeki sır yangın yerinden beterdir.
Renklerin dansı rutin bir geceyi saklar
Ayaklarının izi düşer damlalara
Sen öptüğün resimleri eskitirsin
Her akşam hicranında uyurken yar
Elmaların al rengine dalarsın
Aşkın o kızıl dudaklarına kanarak
Ellerini ısıtmasa da kalbine huzur verir
Ayaz bir gecede o sevgiliyi hatırlamak.
Salkımların asmalara vedası hayli zaman olmuş
Demek sevdamız yazın ahusundan çoktan kovulmuş
Handelerinde güller açan o sevgili hangi gecede saklı
Sanki o yar hiç gelmeyecekmiş gibi kalbim çok yaralı.
Yiten gecelerin ardından
Öfke dağlarımdan doğan güneşimsin
Hırçın dalgaları öpüyor sevdamın yelkenleri
Sen bakınca güneş kokuyor şehrin caddeleri
Söyleyin ağlamasın karanfiller
Artık içimi ısıtmıyor sensiz mavi hayaller
Kırılmış kalbin duvarlarında sızlayan aşk lekeleri
Sen yaşanmamış aşkı beklersin hep geceleri.
İşte dedim;
O şarkılar bizi mutlu edecek hecelerden yoksun
Kanatan hüzünleri denizden çeker resimler
Sonsuzluğu bizden çalmasın kelebekler
Kirlenmiş zamanı eriten gözlerin nerede
Sen anılarımı enginlere çeken esrarlı rüyalarım
Hatırasında o sevgiliden izler bırakarak
Alın beni geceler yıldızlara
Korkularımdan itiraflar çıkarmadan
Ağlamasın çırağan sevdam
İşte şimdi,
geride en zor duyguları bırakarak
En güzel olan neydi dersen
Ayaz bir gecede o sevgiliyi hatırlamak.
AKÇAY -ARALIK /2008
İbrahim Yılmaz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi:
Salkımların asmalara vedası hayli zaman olmuş
Demek sevdamız yazın ahusundan çoktan kovulmuş
Handelerinde güller açan o sevgili hangi gecede saklı
Sanki o yar hiç gelmeyecekmiş gibi kalbim çok yaralı.
Yiten gecelerin ardından
Öfke dağlarımdan doğan güneşimsin
Hırçın dalgaları öpüyor sevdamın yelkenleri
Sen bakınca güneş kokuyor şehrin caddeleri
Söyleyin ağlamasın karanfiller
Artık içimi ısıtmıyor sensiz mavi hayaller
Kırılmış kalbin duvarlarında sızlayan aşk lekeleri
Sen yaşanmamış aşkı beklersin hep geceleri.
******
Kutluyorum Şair yüreği ve emeği ..
sevda bu işte ..
kalemi güçlü olana yazdırır ..
uzun olmasına rağmen okudum ..
yeniden geleceğim şiirini okumaya tebriklerimi iletmek istedim .. yüreğinin kelimeleri susmasın üstad ..
selam ve sevgiler ..
Bereketli bir yıl olsun şiir için yürek kelimeleri için ..
özellikle sevgiye dair olsun şiirler :) ve sevmesini gerçekden yüreğinde sevgiyi barındırabilenler yazssın şiiri isterim .. yürekden olursa böylesi güzel dizeler de bizlerin yüreklerine tercüman oluyor kutluyorum ..
Sevgili Kardeşim sayın:İbrahim Yılmaz'a sevgi ve saygılarımla...
Günlerdir antoloji'deki kardeşlerimin şiir sayfalalarına birkaç cümlelik de olsa bir yorum düşebilmek gücünü kendimde bulamadım. Televizyonda izlediğim haberlerde insan ruhunu derinden yaralayan savaş görüntüleri ister istemez insan aklına cevap arayan bazı soruların takılmasına sebep oluyor. Bir şeylerin yanlış gittiği kesin!
Çocukluk günlerimde gazetelerde boy boy resimleri çıkan Moşe Dayan ile Cemal Abdül Nasır döneminden beri Filistin Sorunu çözülemiyorsa bir şeyler yanlış gidiyordur veya bazı güçler bu sorunun çözümünü istemiyor demektir. Bu da varlıkları ve iktidarlarının devamının bu sorunun var olması ile mümkün olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.
Aklımın hafıza süzgecinden geçmişe doğru tarih sayfalarına kısa bir yolculuk yapıyorum: Ortadoğunun Haçlı Seferlerinin akınına uğradığı dönemde Sultan Selahattin Eyyubi'nin savaşta yendiği Hiristiyan askerlerine gösterdiği şevkat ve merhameti düşünüyorum. Aslan Yürekli Rişar'ın hastalandığında ölüm döşeğindeyken Sultan Selahattin'in kendi hekimini gönderek İngilizli Richard'ı tedavi ettirmesini düşünüyorum. İnsan ve toplum sevgisini kendine destur edinmiş, kendi kişisel çıkarlarından gönüllü olarak vazgeçen, ömrünü insanlığa adayan Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşı Veli ve daha nice gönlü insan sevgisi ile dolu tarihin yüce bilge ve şahsiyetlerini düşüyorum... ve Osmanlı Dönemi : Sadaka, fitre ve zakat vermek için bir tek fakirin bulunamadığı Sultan II. Murat dönemi, kırk altı yıl adaletle yönetilen bir bir imparatorluğun Kanunî Sultan Sultan Süleyman dönemini düşünüyorum.
Bir de zalim diktatörlerin dönemlerini, insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Önce kendi halkının en sonunda da kendisinin mahvına sebep olan zalim diktatörlerin isimleri yazmaya gerek görmüyorum. Bunları zaten biliyorsunuz.
Bir şeylerin yanlış gittiği kesin: Eğer ki; bir zamanların iki kutuplu dünyası tek kutuplu dünyaya doğru gidiyorsa, birileri Dünya Ticaret Merkezinin de aralarında bulunduğu İkiz Kuleler ve Pentagon gibi stratejik öneme haiz hedeflere yolcu uçaklarını canlı bomba niyetine kullanarak saldırı emrini verebiliyorsa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin, Afganistan, v.b... Dünya'nın dört bir yanına barış, kardeşlik ve huzur hakim olamıyorsa, Eğer ki iletişim çağında geldiğimiz günde dünyanın gündemine Küresel Ekonomik Kriz diye bir kavram giriyorsa bir şeylerin ters gittiği kesin...
Üretime teşvik edilmeden, kısıtlı imkanlarına insanın aklını alan çarpıcı reklamlarla lüks tüketime alıştırılan ve kredi kartı mağduru konumuna düşürülen vatandaşlarımızın sayısı: On sekiz milyon kişiyi geçti ise bir şeylerin ters gittiği ülkeyi tasarladığı bir yöne götürme gayreti içinde olduğu kesindir.
Dünyanın yarısı açlık ve kimilerinin vahim iddilarına göre bilinçli olarak topluma bulaştırılmış soy kırıcı hastalıklarla yaşam mücadelersi verirken, kimi ülkeler aşırı beslenmekten Kolesterol, Trigiserid yüksekliği gibi obezitenin kaçınılmaz sonucu kalp ve damar hastalıkları ile uğraşıyor ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar için ayrılan toplam ödenek; dünyadaki bütün açları doyurabilecek bir bütçeden daha fazlasına sahip ise bir şeyler ters gidiyor demektir.
Güzel yurdumun eli öpülesi güzel insanları işsizlik ve gizli açlığını onurundan dolayı kimseye sezdirmeme çabası içine girdiyse, Yirmi beş yıllık hekimlik hayatımda muayenehaneme utana sıkıla gelen dilencilerin sayısı; parası olmadığı halde bir tek hastayı kapıdan geri çevirmemiş olmama rağmen, gelen hasta sayısından daha fazla ise birşeyler ters gidiyor demektir.
Şimdi hayırlısı ile yeni bir yıla giriyoruz. Televizyon haberlerine bir göz atınız: Bir yanda bombalanan yerleşim yerleri, kucaklarda hastanelere taşınan yaralı çocuklar, Gözü yaşlı melek yüzlü anneler, Feryat eden babalar, elinden hiçbir şey gelmeyen ak sakallarına inci gibi gözyaşı süzülen dedeler; öbür yanda yeni yılı nasıl kutlayacağının şakınlığına düşmüş, büyük alış-veriş merkezlerinde çılgınca alış veriş yapan insanlar.
Gönül isterdi ki yukarıdaki satırların yerine Dünya'mıza barış kardeşlik ve huzurun hakim olduğu satırlar yazılabilseydi. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerine göre kendi yurdunda özgürce yaşabilseydi de başka bir ulusun sömürü ve siyasi direktiflerine maaruz kalmasaydı.
2009 YILI 'nın bütün Dünya'ya barış, kardeşlik ve huzur getirmesini, savaşların son bulmasını, insanların özgürce üretim yapıp âdil bir paylaşım yaptıkları bir ekonomik yapıya kavuşmaları dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Yeni yıl siz değerli kardeşime, sevdiklerinize ve sizi sevenlere mutluluk getirir inşallah.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile muhteşem eserinizi tebrik ediyor kalemizin daim olması ve her dem güzelliklerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Değerli sayfanız aracılığı ile bu yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili antoloji üyesi ve antolojiye misafir olan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 30.12.2008.
Dr. İrfan Yılmaz.- TEKİRDAĞ.
İçimizi üşüten sevgilinin yokluğu, özlemlerimiz ve anılarıdır. Oysa ateş çoktan sönmüşdür, boşunadır küllerden kor beklemek. Duyguların dans ettiği şiirinize sevgi ve saygılar...
Salkımların asmalara vedası hayli zaman olmuş
Demek sevdamız yazın ahusundan çoktan kovulmuş
Handelerinde güller açan o sevgili hangi gecede saklı
Sanki o yar hiç gelmeyecekmiş gibi kalbim çok yaralı.
Duygulu ve güzel anlatımlı bir şiir.. Ellerinize sağlık..
beğeniyle okudum bu güzel şiiri kutlarım kaleminiz daim olsun saygılar sevgiler.
geride en zor duyguları bırakarak
En güzel olan neydi dersen
Ayaz bir gecede o sevgiliyi hatırlamak.
Ayaklarının izi düşer damlalara
Sen öptüğün resimleri eskitirsin
Her akşam hicranında uyurken yar
Elmaların al rengine dalarsın
Aşkın o kızıl dudaklarına kanarak
Ellerini ısıtmasa da kalbine huzur verir
Ayaz bir gecede o sevgiliyi hatırlamak.
Salkımların asmalara vedası hayli zaman olmuş
Demek sevdamız yazın ahusundan çoktan kovulmuş
Handelerinde güller açan o sevgili hangi gecede saklı
Sanki o yar hiç gelmeyecekmiş gibi kalbim çok yaralı.
Yiten gecelerin ardından
...kutluyorum
namık cem
Bu şiir ile ilgili 124 tane yorum bulunmakta