Bir zamanlar mabed-i ilim iken,
Ayasofya, sonra müze olmuş.
Fatih'in emaneti, İstanbul'un kalbi,
Yaşadığı acıları unutmuş mu?
Bizans'ın ihtişamına şahit olmuş,
Osmanlı'nın zaferini görmüş.
Her taşı bir anı, her köşesi bir hikâye,
Ayasofya'nın kaderi ne olacak diye sormuş.
Yıllarca ibadete kapalı kaldı,
Müze tabelasıyla teselli buldu.
Müslümanların kalbi burkuldu,
Ecdadın mirası hüzünle doldu.
Nihayet bir karar verildi,
Ayasofya'ya iade edildi asıl kimliği.
Ezan sesleri yükseldi kubbelerine,
İbadet başladı tekrar o mekânda sessizce.
Fakat bu karar bazılarını incitmiş,
Hala müze istiyorlar, hala inkâr ediyorlar.
Unutmasınlar ki Ayasofya bir emanet,
Atalarımızın mirası, bu toprağın nefesi.
Ayasofya'nın kaderi belli artık,
O bir mabet, bir ilim yuvası, bir umut ışığı.
Milletimizin birliği ve beraberliği,
Ayasofya'nın sonsuza kadar korunacak anahtarı.
Dua edelim ki bu mabed-i ilim,
Işık saçsın her zaman, her yere.
İnsanlık ders alsın tarihten,
Barış ve kardeşlik hâkim olsun her yere.
Yasin Gençkol
Kayıt Tarihi : 11.8.2024 23:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!