Ayasofya, sen sırsın bir ümmete malolmuş,
Sırrını bilmeyenin yürek dili lalolmuş.
Sır ki gönülden dile gelir, gözlerden taşar
Bıraksan deli gönlü dağlar, tepeler aşar.
Şerhe muhtaç nazarlar inletir taşlarını
Söndürmek istemez su yürek ataşlarını
Hürriyet benim diyen, tutsak eyledi seni,
Bağrına hasret kıldı İslam gibi ahseni.
Kim kurtarır mahşerde seni bizden alanı
Bilmez ki ahireti inkılap hükümranı.
Ne zulüm ki emsali yoktur asırlar boyu
Zehirle eş akmakta yaşlı Halıç'in suyu.
Dile gelse taşların , gazellerle ağlardı
Duyan akvam-ı beşer matemini bağlardı.
Oysa bir bahar günü muştuyla kavuşmuştuk
Hüda'ya nefer olup tekbirle vuruşmuştuk.
Sevmiştin Hak dininin ilahi kelamını
Bir mübarek davanın mushafta ilamını.
Hilafetin mührüydün, ay yıldızın gölgesi,
Hilal haçı defetmiş, sen ki onun belgesi.
Sen ki bir vebalsin gariban boynumuzda.
Yılanları besledik yüzyıldır koynumuzda.
Kadrin bilen ümmetin kavuşmaktır gayesi
Bize kanun gibidir Fatih'in vakfiyesi.
Seni meta görenle cihadımız yakındır
Az kaldı Ayasofya'm vuslatımız yakındır.
Sadettin Uğur
Kayıt Tarihi : 30.3.2015 00:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!