Ayasofya Şiiri - Necati Çavdar

Necati Çavdar
129

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ayasofya

Sen! ..
Suskunken; sızlamaz mı, kemikleri Fatih'in
Sen! ..
Mahzunken; bükülmez mi boynu Eyub'un
Sen! ..
Kilitliyken; kırılmaz mı gönlü milletin
Razı olur mu? ..
Fethi emreden Resul'un..
Ey müminler! ..
Açın ellerinizi semayı inletin

Bu gün geldim..
Yine kilitlisin, mahzun, hüzünlü..
Sende yüklü;
Milletimin talihi, düğümlerin çözümü
Cihan sultanlarının secdeye vardığı mabet
Senden..
Kıtalara saf saf ordular gönderirdi, ümmet
Sende gizli..
İnananların kaderi, şarkın mukadderatı
Diner;
Mazlumların ahı, senden alır kurtulanlar beratı
Ağlarım gülmezsen; başımız değmez göğe
Sustursalar da seni;
Yetmedi güçleri şahadetlerine! ...
Dilin susmuş, bülbüller ötmez olmuş ne gam?
Benden ayrısın güya;
Milletin kalbindesin her an
Cihan sultanlarına su veren çeşmeler
Kurumuş menbağı, mesken tutmuş yosmalar! ..
Ne deriz,
Sultanlar Sultanı'na dönünce feleğin çarkı
Dibinde meyhane, rengin ne;
Kalmamış Bizans’tan farkı? ...

Ey Ayasofya! ...
Sen mi hicran et, yoksa ben mi? ..
Susturdular aldılar;
Sende sembolleşen cevherimi
Kızılay'da başörtüsüne ağlayan bacı! ...
Ayasofya ile ancak diner, gözlerinin yaşı
Maddenize değil, ruhunuza zincir vurmuşlar
Ebediyen kurtardım diyenler;
Düzen, kurmuşlar

Çağ açan Hakan yok;
Alnına hilali kim assın,
Ümit şairi Akif yok;
Hicranını kim yazsın? ...
Bu ülkeye, bu millete;
Melekler intizar etmez mi,
Yüce davaların varisi devlet!
Bir kararname yetmez mi?

Ayasofya,
Elbet açılacak; açın, kurtarın! ..
Açın ki;
Milletin gönül tahtına oturun

Ey vekiller;
Kaldırın parmağınızı
Ayasofya'nın zincirleri kırılsın
Halktan aldığınız iradeyi kullanmazsanız;
Tutulsun diliniz, 'Kurusun elleri'niz

Söyleyin;
Sizi bağlayan nedir, bilelim? ...
Çözemezsiniz,
Bırakın millete çözelim
Kıralım zinciri,
Boğum boğum ezelim.

21.12.1989
Sultanahmet

Senden dağılır müjdeler; cihana dalga, dalga
Senden name bekler mahzun Üsküp, Bükü, Buhara
Bey uykuda; uyku ölüm değil iyi bilin uşaklar
Gözler sende; haber bekler beş kıtada ulaklar
Sökemezler etle tırnak gibiyiz, ne yapsalar nafile
Sana yakışmaz uzun uyku;
Silkin, kalk bu halin ne? ..
..........
Bakü’den barut sesi, Kandahar’dan top gelir
Sofya’dan inleme, Selanik’ten ah! .. Gelir
Yankılanır ezanlar, ışık olur aleme
Huzur, güven verir Türk’e Arap’a, Acem’e
........
Esir Kutlu Kudüs seni gözler
Suskun şanlı Beytullah seni özeler
Sende; bütünlenir coğrafya, sende dirilir
Sen; sembolüsün büyük davaların
Dün senleydik, ümidimiz sende yarınların
Kubben altında secde edemedim Rab’ba
Melekler, şehitler, gönül erleri Hak’ta
........
Fethiyle değişmedi hiçbir yer için çağ
Hakka zincir vurulmuş, batıla çekilmiş yağ
Bedelindir; Resul işareti, binlerce şehit
Ödenmez bedelin cihan durdukça hiç
Ne yazık seni; benden aldılar
Şahsında benim ruhumu çaldılar
Ey Ayasofya! ... Seni çok hırpaladılar
Ruhunu söndürmek isteyip yağmaladılar
.........
Kaç kez geldim kısmet olmadı örmek
Yakındır inşallah secdeye varmak
Yetti gayrı.. İlahi, günahımız ne?
Tövbe, kadirsin, aklımız ermez keremine
Açılır, bir gün sana giden yol
Yıkılır; geçilmez denen surlar, metin ol
Çok bekledin, kavuşmamız ne zaman? ..
Biz üç nesil:
Açamadık, kıramadık kapındaki zinciri
Dedem:
İmanla,”ebediyen kurtardım” diyen
Babam:
Dedemin hatıraları ile uykuda gezen
Ben:
Gözeri mahmur, karanlığı yırtan şafağı bekleyen..
........
Müjde; hep “yeni” olan, her “yeniyi” eskiten genç
Geliyor kurtaracak; güneş çağının aydınlık nesli genç
Müjde fethiyle çağ değişen ulu mabet;
Yıkılıyor putlar tek tek, Allah inancı kaldı tek..
Güneş, doğacak bak seher çıktı
Bu saba rüzgarı daha evvel yoktu
Müjdeler; aydınlık günler eliyor
Milletin üstündeki zulmet eriyor
Güneş çağının altın nesli:
Ta ezelden ebede çağ açacak;
Fetih nesli geliyor
.....
Dengeler değişir, paktlar yıkılır
Yakındır; öldü denen aslan dirilir
Yakındır; elbet bu hesaplar görülür
Bulanık su; akar, akar durulur
Evren; her gün yeni kurulur
Şahsında çağlara hakikat mührü vurulur
Ey Ayasofya! .. Odağısın, her oluşun
Mihverisin; her devleşişin
İçindesin; her dirilişin
Hakkın değil; keder, gül artık
Sen gül ki alem gülsün
Çünkü sen cihan bülbülüsün
Henüz gelmemişti son din
Hak adına yapılan sendin
Ne zaman gelmesi yakın oldu yüce din
Din adına çelişkiler odağı idin
Gelince o kutlu son din
Kurtuluşun için verdi
Emri, Sultanı din
Ermek için kutlu payeye
Can verdi nice serdarı din
Çok şehitler verildi, sönmedi umut..
Çünkü henüz düşmemişti put
Muhasaralarla beraber yıkandın, olgunlaştın
Resurullah işareti ile şereflenip, nurlandın
İslam’a Hilal olmuşsun, Türk’e yuva
Türk’ün vücudusun, İslam’ın ruhu
Beyoğlu’nun uğultusu mu bastıracak?
Süleymaniye’yi, Sultanahmed’i,Eyyubu
Saki alınmış; zıpırlar kerhanesi olsun diye
Görselerdi sokaklarındaki hali
Beyinleri fırlardı külhanbeylerinin bile
Ne yazık ki; seni benden aldılar
Müze diye; seni benden çaldılar
Benim imanımla kazandılar
Sende sembolleşen cevherimi adılar..

Necati Çavdar
Kayıt Tarihi : 16.3.2006 21:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İsstanbula defalarca gitim. Ancak Ayasofya'ı icçerden görmek mümkün olmadı. Gelellikle pazartesine gelen ziyaretlerimde hep kapalı idi.. Bir akşam Camiin karşısında sarnıç üstüne oturmuşum. Akşam ezanı okunuyor. Sultahahmetten..Ve diğer camilerden ezan sesi geliyor. Davet var. Ama Ayasofya suskun ve mahzun. Ayasofya neki..Onu temsil eden değerler suskun ve mahzun. İşte o şartlarda ve bir akşam Sarnıç'ın üstünde bu satırlar ortaya çıktı. devamı ise.. Zaten bir hekaye şeklinde ve Ankara'ya gelirken otobüste yazıldı..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necati Çavdar