Sen öyle ağlıyorken, gamsız nasıl gülerim?
Mihrabın ölü, ruhsuz; tıpkı neslimiz gibi...
Öyle mahzun bakıyor; minaren, kubbelerin.
Sultanahmet avlusunda naçar bir yetim gibi...
Yüzün bizlere dönük, eski günler özlemi!
Nerede o Fatih’in secdeler ettiği yer?
Sana mı düştü şimdi, bir ümmetin matemi?
Ey Şanlı Peygamberin müjdeler ettiği yer!
Ne olur, ehl-i salata, böyle hüzünle bakma!
“Beni de alırlar mı? ” diye her ezan vakti.
Zaten bağrım yanıyor, ne olur, sen de yakma!
Şimdi kış zamanıdır; zemheri, ayaz vakti...
Ne olur, tekbirlerle, maziymiş gibi çağla!
O mazi ki, her günü, ufkumdaki hayalim...
Yeter, bize kızıp da; sustuğun Ayasofya!
Yeter artık! Neşeni, ölmeden bir göreyim...
Kayıt Tarihi : 5.8.2010 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!