Yıkıldık sandılar
Oysa biz yalnızca eğilmiştik
Bir anahtar deliğinden
Dışarıdaki hayatın rengine bakmak için
Güneşi görmeye
Yağmurun sesini duymaya
Bir çocuğun gülüşüne
Bir annenin bekleyişine...
Bilmiyorlardı:
Beden eğilebilir
Ama ruh diz çökmez
Bir karanfil tohumu düşmüştü toprağımıza
Çıplak, kuru, çatlak o taş zemine
O bile yeşermişti
Tutunmuştu inadına
Biz mi tutunamayacaktık?
Kırılmışız belki
Ama dökülmemişiz
Zamansız çiçek açmışız bazı yerlerde
İsyan etmişiz kendi içimize
Sözün bittiği yerde
Gözlerle yazmışız şiiri
Bir çay bardağı buğusunda umut kurmuşuz
Bir battaniye köşesinde hayal
Ayakta kalanlar için yazılmıştır bu şiir
Boyun eğmemiş her baş için
Diz çökmeden yaş alan her ömür için
Hücrede un gibi öğütülen
Ama asla teslim alınamayan
İrade için
Her susturulmuş marşın
Kulağımızda kalan nakaratı
Her susturulmuş sevdanın
Kalbimizde atan ritmi
İşte onlar büyüttü bizi
Yıkan değil, yeniden kuran olduk
Kendimizi, birbirimizi, yarını
İki taş arasında filizlenen
Bir yaşam gibi
Yasaksız, sınırsız, başı dik bir kelime gibi
Çıkageldik yine
Ayakta kalanlar olarak
Ve ayakta kalanlara
Bu şiiri bıraktık miras diye
Unutulmasın diye
Bükülürken beden,
Eğilmez baş
Kapanırken kapılar,
Açılır dizeler
Ve hâlâ ayakta olanlar
Yeniden yazar kaderi.
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 01:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!