Fare deliği gibi
bir ayakkabı noktasından
geçirmesi için
uzattı verdi ipliği
bir yaşlı baba
torunu gibi oğluna.
İpin ucundaki
tümleştirici uzantı düşmüş,
geri kalanı ipin
çıplak kalmıştı öylece.
Çocuk, ipi iterek geçirdi.
dertop ucunu edip,
bir burgu yapıp ondan -
geçirdi- tünelden...
Sonra karşı
taraftan yakaladı,
burun gösteren
tavşan ya da sincabın..
bir kısmını.
İp geçmişti artık.
Bu meseleden önce
ablası telefonun
'dört' numarası
çalışmıyor demişti.
Çocuk denemeye
karar vermişti bunu da.
Önce dörde bastı,
evet, devamlı bir düdük
sesi çınlıyordu kulaklarda.
Ama yılmadı,
beşe, altıya
falan da bastı.
Ve sonra o ses, kayboldu
ahize tekrar
kulaklara
yönlendirildiğinde...
Ablasına durumu
haber etti.
(Basınca düğmeye çıkan ip,
düğmeden önce,
zaman sıralamasına ise,
belirdi ip.
O, her zaman korunan,
canı sıkıldığındaysa
sığamayıp
kabına, beliren...)
Evrenin başlangıcı
da mı böyledir?
belli belirsiz görünen
bir ilham,
ve bir, iki, üç, haydi! !
Kayıt Tarihi : 16.1.2007 00:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!