Ayak Sesleri - VII Şiiri - Uğur Deniz Ül ...

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ayak Sesleri - VII

-I-

Oturmuş, kendimi arıyorum odanın ortasında.Pencereden sarkan şehrin
eğreti görüntüsünde ayak izlerimi, rüzgarın garip uğultusunda kim bilir kaç zaman öncesi yitirdiğim sesimi ve kirli sokak lambalarının altında usulca kaybolup giden gölgemi.

Uyku tutmaz geceler birikiyor yastığımın ucunda…Zaman mı öldürüyorum
yoksa ıssızlığın haykıran çığlığında zamansız ölümlere mi savruluyorum belli değil.Asırlık savaşlardan çıkmışçasına yorgunum.Her hamlede bedenimden
bir bölgeyi kaybeden yenik savaşçılar gibiyim.Neler oluyor?

Yağmur var bu sabah.Kim bilir hangi yıldızın kayıp gidişine bu gözyaşları.
Hüzün ağır, toprak kokusundan belli.Birazdan uyanır şehir, usuldan iş güç
telaşına düşer mahalleli.Osman erkencidir damlar az sonra, gidip şöyle demlisinden bir çay içmeli.Kazım koşturur yine durağa hızlı adımlarla.Geç
kalmak huyudur, nasıl sabreder patronu anlamam.İşinin ehli kerata yoksa
kim tutar böyle uyuşuğu yanında? Ayfer on dakika sonra geçecek camın önünden, var daha.Hayatımda görmedim onun gibisini.Tam sekizi on dört
geçe döner köşeden.Hiç sekmedi bu güne kadar.Ne ileri, ne geri.
Süslenmiştir yine zilli, laf aramızda yatarken bile çıkarmaz o bigudileri,
saçı şekil almazmış yoksa..İyi kızdır aslında, bir de yürürken kırıtmasa..

Sen uyanmadın henüz biliyorum.Belki üç satır mektup yazdın dün gece,
sonra yırtıp attın yine sessizce.Belki bir şarkının nakarat kısmında takılıp
kaldın saatlerce, şarkı bitti, ışıklar söndü, şehir uyudu, sen uyumadın.Belki
sırtüstü uzanıp yatağa, bir ses duymak istedin öylesi.Elin telefona gitti gitmesine ya, parmağın varmadı bir türlü son tuşa dokunmaya..Sonra..
Sonra, yine geç kaldın düşlerinde yorulmaya..

Yarısı senin, yarısı benim yine hayatın..Yarısı yaşam..Yarısı ölüm..

-II-

Aynaya baktım uzun bir süre.Tanıdık bir adam hissine kapıldım kendimi
görünce.Sakalım yine uzamış pervasız, gözlerim morarmış uykusuzluktan.
Uzunca bir süre baktım işte.Tanıdık biriydi belliydi bakışlarından.Gülüşünü
biliyordun, kaş çatışını.Belaya bulaşan tavrı hala duruyordu yüzünde, aykırı
sözlerin döküldüğü dudaklar, işine gelmediği vakit davul çalsa duymayan
kulaklar.Hepsi yerli yerindeydi yine.Çocukluğundan pek bir iz kalmamıştı,
biraz daha kirli bakıyordu hayatın içinden gözleri, utandığı zaman yanağına
mıh gibi yapışan kırmızılıktan eser yoktu..Daha kavgacı, daha öfkeli, daha
densiz…Her aynaya bakışında..Biraz daha sensiz…

Boktan gerekçelerine güldüm sonra hayatın..Yani yaşamak içindi her şey..
Ama yaşamak dediğimiz şeyin içindeydi ölüm..Durup dururken düşlerimizi
öldürüyorduk hepimiz.Hiç yoktan sevdamızı katlediyor, hüznümüzle gurur
duyacağımız ahmaklıklar yapıyorduk.Bir çocuğun uçurtmasını vuruyor, bir
kadının özlemini gömüyor, bir adamın umudunu sona erdiriyorduk..

Kahramanlık adını verdiğimiz savaşlara giriyorduk durmadan.
En güçlü olmak, en iyi olmak, en acımasız olmak gibi ayrıcalıklar peşinde
koşuyorduk bıkmadan yorulmadan.Her şey yaşamak içindi ama, yaşamak
dediğimiz şeyin içinde ölümü her daim yanımızda taşıyorduk.Sevdalanmak
bazen ipe götürüyordu adamı, bazen sürgüne yolluyordu.Bazen dört duvar
arasında atılan voltalarda çaresiz bir özlemek oluyordu..

Hala uyanmadın biliyorum.
Oysa seni bekleyen koskoca bir hayat var dışarıda…Yüzüne tebessüm edip geçerken selam verecek az sonra insanlar.Vapur iskelesinde martı çığlıkları
bir seyyar satıcının pazarlıkçı sözü, bir ihtiyarın bilge bakışları değip
geçecek saçlarından..Yaşama dair ne varsa kuşatacak yüreğini..Sen yine sustuğunu, sen yine söylemediğini saklayıp atacaksın içine..Bir şeyler ölüp
gidecek yüreğinde..Bir yanın katran karası..Bir yanın beyaz..

Yarısı gül’e, yarısı kül’e öykünen hayatın..Yarısı yangın..Yarısı ayaz..

-III-

Sen, düşlerimin kırıldığı an’sın..Bu yüzden aynadaki gülüşüm kesik..
Bir saz kıvamında bam teli dokunuşun..Zamansın gelişin..An’sız kalışın,
zeminsiz duruşun..

En çok kimeydi yoruluşun? Kan ter içinde kalırdı gece.Hani namlu bana
ben sana bakardım vakitsiz.Hani ölüm beni, ben seni arardım kimliksiz...
Fail-i meçhul ayak seslerimi bir tek sen tanırdın.Hani elim varmadan kapıya
çoktan bilirdin zora düştüğümü, çoktan uyanırdın.

Yaşamak içindi her şey..Çünkü bir kez geliyorduk hayata, maviyi bir kez
tanıyor, erdemi, doğruluğu, bilgeliği bir kez yaşıyorduk..

Bir mermi çekirdeğine sığdırılan hayat, bir başak tohumunda filizlenirken
Öfkeye inat be gülüm! Öfkeye inat! Biz adam gibi bir kez seviyor, bir kez
sevdalanıyorduk..

Artık uyandın.
Oysa baktığın mavi aynı değil.Dokunduğun eşya, duyduğun ses.Aynı değil
sigaranın dumanında alıp verdiğin nefes..Biraz daha yeniksin artık, biraz
daha içine doluyor bu aykırılık.

Evet yaşamak içindi her şey..

Yarısı geç, yarısı güç hayatın..Yarısı sağlam bir yürek, yarısı kırık…

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 8.3.2006 08:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Uğur Deniz Ülkegül