Gecenin içinden sızan,
bu kasvetli uğultu,
çok uzaklardan gelen ayak sesleri midir?
Dört nala koşan cehennem atlılarının.
Küheylan yelelerinden tutarak koşturanlar,
sökerlerken bir geçmişi bağrından,.
sağanak yağmurlar altında çiğner dururlar
peşleri sıra yetişmeye çalışan zamanı.
Bulutlarım haydi boşaltın,
haydi kaçın,
haydi yer açın;
sofrası kurulacak misafirler var!
Vakit dar,
hesabı verilecek an,
bu an,
dört nala geliyorlar bakın!
Sabredemiyorlar ölüme susamış bu atlılar!
Şeytanın gülücükleri kapladı,
atlılar dağıldı bir den bire dört bir yana.
Şimdi zaman ağlamaklı,
şimdi bir karmaşa,
akıl kendini bilmez bilmecelere daldı.
Yüreğin damlaları
şimdi daha kan kırmızı soluk alıp veren ne ki?
./..
Kalmadı,
bir fırtınanın kesip biçtiği gibi basıp giden atlılardan kalan;
Sırtlarına yükledikleri boş,
keşmekeş bir yığın hayal!
Dönüp dönüp yeniden başlayan zamanda
kaç kez aynı kısır döngü.
Uyandırın,
gecelere tahammülüm yok!
Bulutlarım haydi koşun,
haydi gelin, haydi bırakın yağmurları,
küllerini dağıtsın,
yangınlarından arta kalanlardan,
kurtarın geçmişinden bu şehri.
Kayıt Tarihi : 2.3.2006 18:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (2)