Aramızdaki varlıksın,
göklerimizdeki göçebesin,
yapraklarımızdaki ve suyumuzun gümüşündeki
göz kamaştıran gümüşsün,
en uzak düşüncemizin gümüş firarı –
“ziyaretçi ay”... “ayın kısa bakışları”...
ve dokunduk biz sana!
İlk zamandan beri,
ilk zamandan önce, ilk insanın
zamanı tadışından önce, düşündük seni.
Bir mucizeydin bizim için, ulaşılmazdın,
özlenen bir geçmiştin, özlemin görüş sahasıydın,
ışığımızın ardındaki bir ışıktın, hayatımızdın – belki
bizim için bir anlamdın...
Şimdi
ellerimiz dokundu sana senin gecenin derininde.
Üç gün ve üç gece yolculuk ettik,
en uzaktaki yıldızlarla yönlendirilerek, tırmandık dışarı,
yüzen tozun bir o yana bir öbür yana düştüğü yerde
aştık görünmez gelgit girdabını, karşılaşarak
soğukla, yüzleşerek ölümle – dipsiz boşlukla...
Sonra, dördüncü günün akşamı, indik aşağı,
demir attık, şafakta ayak bastık kumsallarına,
eledik parmaklarımız arasında soğuk kumunu.
Burada dururuz alacakaranlıkta, soğukta, sessizlikte...
ve burada, ilk zamandaki gibi, kaldırırız başlarımızı.
Üstümüzde, bir aydan daha da güzel bir ay,
bir mucize bizim için, ulaşılmaz,
özlenen bir geçmiş, özlemin görüş sahası,
ışığımızın ardındaki bir ışık, hayatımız – belki
bizim için bir anlam...
Ah, bir anlam!
bu sessiz kumsallarda üstümüzde parlak
yeryüzü,
aramızdaki varlık.
Archibald MacLeish (1892-1982, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 21.2.2009 18:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Voyage To The Moon by Archibald MacLeish Presence among us, wanderer in our skies, dazzle of silver in our leaves and on our waters silver, silver evasion in our farthest thought - 'the visiting moon'...'the glimpses of the moon'... and we have touched you! From the first of time, before the first of time, before the first men tasted time, we thought of you. You were a wonder to us, unattainable, a longing past the reach of longing, a light beyond our light, our lives - perhaps a meaning to us... Now our hands have touched you in your depth of night. Three days and three nights we journeyed, steered by farthest stars, climbed outward, crossed the invisible tide-rip where the floating dust falls one way or other down, encountered cold, faced death - unfathomable emptiness... Then, the fourth day evening, we descended, made fast, set foot at dawn upon your beaches, sifted between our fingers your cold sand. We stand here in the dusk, the cold, the silence... and here, as at the first of time, we lift our heads. Over us, more beautiful than the moon, a moon, a wonder to us, unattainable, a longing past the reach of longing, a light beyond our light, our lives - perhaps a meaning to us... O, a meaning! over us on these silent beaches the bright earth, presence among us.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!