ladinler tütsüsünü yakarken limandan
mavi gelinliğinin yosunlu eteklerinden
cam göbeği ahular dağlanır
gurubun göğsümde ağırlaşan kirpiklerine
fuşyası lâl olmuş dillerinden zakkumların
sıyrılır teninden deniz
dantelli gizlerinin kemiklerime dayanan merakından
efkara,
kanat köpükler çıkarır
başlar fıstık çamlarının
karpuz çekirdeğine karışan tadı Yalıncak'tan
tutuşur körfezin koynunda
başaklanan lavantaların kozalaklara sergüzeştliği
ak güverteli kotranın sırtüstü gidişlerinde demlenir yağmur
siyah saçlarını savurur da rüzgara sevdiceğim
sıcağı akmış koynaklarının
tan sürgünü çiseleyişlerinden usul usul
Alya vurur sığlarıma
ah! Hele ki az ileriden Ali çıkınca
torbasında kuyruk vuran çinekoplarla
‘’ah! Nereye koymalı şimdi çimdiklenen elmacıklarını nereye
titreyen ellerini nereye saklamalı;
ah! Alim karam yiğidim ,
nasıl geçecek sessizce gönlüne banan bu güzelin
ağlayan gelin açmış kar beyazı ücralarından’’
‘’ah! Gençlik ahh
sevda nasıl başka ,nasıl güzel senin oylumlarında
bıldırcın düşmüş çiyli uykularında nasıl terli’’
akşam esintilerinin
kırmızı püsküllerine takılan gelinciklerince masum
çiseli kekik kokusunun baş döndüren sarhoşluğu mudur
yoksa o pürü pak dilberin
güzelliğinde allanan kiraz tadı mı Allah'ım Ali’yi işmarında sobeleyen
çiçekli fistanını çekerken beline körpe söğütcük
vurgun yer dallarda
ağustos böceklerinin ensesine bastıran akordu ürkek dokunuşların
gönlünü taşırır tebessümleri
ney suskularında dinlendirdiği çağlayanlarını Ali’nin
birleşir ayaklarını yalayan suların off ! Henüz hep gellerinde
inadına gellerinde
kum taneciklerinde kamaşan rüyalanışların gitlerine kozalanan ağlanışı
eser tepelerin nazından
haylaz çığlıkların kıyıya sokulan dansı
boynu arkaya düşer yakamoz kuytulanışlarında buğulanışların
suyu gelir gecenin
gölgelerimi yürür ipek böcekleri
incecik bir sızı doğurur içim
ıslak bakışların nefesime silkelenen hüzmelenişlerine
kül kelebekler mercanlanır kaynayan sinelerin areolasında
yıldızlar sönmüş izlerinden titreyişlerin
süt ağızlar fışkırır
ebemkuşağı yavrularını siner çatırdayan istiridyesine
inci tozaklı ah!Sevmelerin
göğüs çatalına kurulur ırmakların birleşen salıncağı
akar sonsuzluk
Yalıncak'ın mor venüs çarığı giyinen sersefil kumsallarına
şafağın likarba alacası delinen gözeciğinden
ay yüzlü bir kız doğar...
Kayıt Tarihi : 17.8.2016 23:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ay yüzlü bir kız doğar...
Şiirin sonu ne kadar güzel bağlanmış. Çok güzel bir şiirdi. Tebrik ediyorum.
Sevgiyle, saygıyla.
çok teşekkürler hoşgeldiniz gönül sayfama..sevgiyle...
bana göre siz ön saflardasınız tebrikler takdirler saygılar sunuyorum.
Akıcı ve mana derinliği olan bir şiirdi.
Gönülden kutluyor, bol ilhamlar diliyorum.
Tam puanla hazinemde.
Sevgiyle..
Ve ancak bu kadar güzel anlatılabilir bir şiirle aşk .
Kalem güçlü yürek sevgi dolu olunca ..
Sevdası bitmeyenin şiiri de bitmez daha nice güzel şiirler okumak dileğiyle
Kutladım dost kalemi selam ile
TÜM YORUMLAR (44)