Kalmalar yükü sırtımda. Gitmeler yüklü cümleler bırakmış.Eski yazıtlara benziyor.Okuyamıyorum sensizliği.
-Savurgan günceler peşime takılmış.Harfler seni mora taşısın derken,mors alfa’bendeki algıların zehri dökülmüş hayallerime.
Yalnızlığın yoksulluğundan harf harf yemiş benden uzak kalışları.
Kırınç bir metin gibi kırılmışlık okunuyor .Burma’da Budistlerin yaktığı herkes gibi bağrım yanık.Bütün dünya biliyor sensizliğin acısını; ama sen inanamadın.
-Hasretin yabancı dilini öğrendim, seni anlamak için.Kendine yabancı olan hasretine de yabancıdır, yabancı dil öğrenmeye gerek yok.
-Oyuncak olmasın duygular.Sevince insan çocuk kalır,oyuncaklar ister yani.Yani ; bakışlar, cilveler, dokunuşlar, masumluğu kapatan öpücükler ister.
Şimdi yetimliğini beni yitirişini örtecek anlamların diline dolanmak zorundayım.Yılanlara pembe yalanları öğretmeliyim.
-Kanaat etmenin kanatlarıyla uçmalıyım bir günlere.Bir gün gelirsin diye aldığım kanaat ödülüm var.Korkma artık sabrım var.
Sükûnumda sakiler mey dolaştırır.Meyhoş muyum diye sorma.
-Ney ile ney karışık cümleler yazarken bitaplarımda ayık olmamı bekleme.
-Damla manzaralı gül cemalinin sahilinde kaldı ömrüm. Kayaların oluyor sende kalanlarım.Bir serpinti ile binlerce avuntu arasında ıslanıyorum.Seni mi istiyorum,kendime yeni bir sevi muamması mı bilemedim Mislina.
Canı yandıkça dikenlerini sineme batıran acılarını al götür artık.
-Bir sen gerçeğinin sığınağındayım. İsrail ya da ABD atom atıyor üstsüz kalan sensizliğime. Gaz maskesi fayda etmedi sen nemli mevsimler gibi yanımdan giderken, damla damla inerken ömrüme.
-Yoksa yağmurun temsilcisi misin? Bu ıslak düşler, algılar, sürekli ağlamalar neden?
-Yabanıl umutların bülbülü kılıp ötüşken bırakma beni.
-Puslu parantezler arasında yazılmış en anlamlı sözcüklerinle vurma eşim olarak kaldığın günceleri.
-Annesiz bıraktığın hayallerime hazır mamalar yollama.Bu gidiş düşük yaptı diye evlat acısı yaşayan ruhuna girdaplar sokma.
-Ahdını yazan kaderin kalamirası miraslarını taşısın.Sen ağla, ağlamak cidden sana yakışıyor.
Yakışıyor gözlerine nedense.Gülmek kadar ağlamak da senin.
Kelebek kanadına yazdığın vurgulu öznelerimi çıkarma bahtının cümlesinden.
-Lekeli bir geçmişin can kırıklarında gezgin olabilir kırkayak; ama insan ve kuluz unutma Mislina.
-Arınmak, pişmanlık, kendini tanımak, olgunlaşmak, gelişmek diye dünyalar var.
AŞK harfinden baş harfine kadar meyillerim var diye,acizliğin bütün faturalarını bana ödettirme.
-Sensizliğime dizilmiş canlar var.Sen cümle ya da başka güzellerin ten defteri sansan da.
-Sandıklarını sanrıların sandığında sakla.Ben ermişliğin değirmencisiyim, gözyaşlarınla öğüttüm vicdanımı.
-Şimdi fırından yeni çıkmış aşkın taze ekmeği gibiyim.Biliyorum acıkmışsın .
-Mânalar içre manalar alemi görülür.Görünmeyenlere akar şevkim,
Bereketsiz kalır barilarım. Bari’yerlerine çarpar sevdam.Artık dediklerin doğrudur diyenlerin dili tutulur.Nutku tutulmuş sana yeni nutkumu okuyamam.
Yeni duaların avuçlarında azizeliğin nar olur
Senden önce döküldüm yalnızlık ateşine
Söylemsiz, sensiz, dilsiz, tutkusuz bir maviye akar denizim
Kara bahtının karasında kara haberlerden gam gemim batar sinende
Tüm özlemler can yeleğinle taşır gelişini
Tüm gözler aşk özüyle gözler gelişini
mükâfatını asıyor asır, asrın mecnunun ben
ay ve şem şahit
Kayıt Tarihi : 26.7.2012 15:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/07/26/ay-ve-sem-sahit-olur-aska.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!