kuş-kanat çırparak
zulamda mavi yemiş getirdim
avuçladım katran hüzünleri
tutam tutam doldurdum koynuma
büküp boynumu el aman diledim
çatma kaşlarını öyle
öksüz kalmasın dalında karanfil
ak küheylan gibi süzül
mağrur dur!
ve kara gözlerinle bak bana
ellerinde bir öpüş can olayım
yol boyu uzanmasın sonra uçurum
gülüşüm toprağında bulanmasın kana
kahır kervanları, kırılgan
zehir zemberek korkular beslersem ansızın
ve sahipsiz bir çocuk hıçkırığı dolarsa hecelerime
susturamazsın...
keser bıçkın, kan sızar
gül suretin miydi o esrar
düştün de gözlerime
kanatırcasına deştim yaralarımı
yokluğun çirkin bir mısra gibi
felaket,
öyle bir hüküm ki bu sorma
dört yanım cehennem kadar korkunç
dört yanım yangın
dört yanım zifiri karanlık
-ay yetmiyor geceye-
kör zindanlarda yatasım geliyor
paslı bıçakları saplayışım kalbime
-upuzun bir ünlemim
korku ve çığlık
boylu boyumca uzanmışım secdene-
can pazarında karanfil kokulu gülüşler
umutlara müebbet işgaller sarsmaz böyle
yalan yok
aynı coğrafyada yabancı
aykırı iki anlam
öylece kalırsın dilimde
kıyamam...
ah diyorum;
olmasaydı aramızda bu uçurum gibi
utanmışlığım
alır seni koynuma gecelerce
ayışığı düşürmezdim göğsüne
-ayışığında karanlıklar çoğalırmış
ayışığında ölüm beyaz perde-
Kayıt Tarihi : 20.11.2018 14:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!