Ağlar gibi olup da ağlamadığım
Ağlamaz gibi durup da ağladığım
Çağladığım çok
Yalın sesim var bas bariton
Emanet ettim onu çocukluğumdan
Kalmış melodikaya
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
çok guzel bır şiir kalemıne saglık kardeşim ben çok begendım şiirini
Ne ayar üşür ne de ölmüşler üşür Turan bey. Keşke siz bu gibi şeylere kafa yoracağınıza bu dünyaya niye gönderildim ve beni gönderen zat kimdir ve de gönderme gayesi nedir? gibi çok ciddi sorular kafa yorup cevap arasaydınız.
Hayırlı sınavlar.
'İngiliz Kral', 'Güneş Batmayan İmparatorluğun Kralı' olarak, taaaaaaa Sinop'a kadar gelmiş…
Ne varki, 'Dİ/lenci' tersleyince.. 'Bir daha gelirsemmmm iki olsun' deyip, (fena halde küserek)
ülkesine dönmüş.. :))
Yolda da; 'Aslında, kabahat bendeydi. Çünki, 'Dİ/lenci' nin yanına tebdili kıyafetle gitmiştim'!
diye söylenip durmuş... / Kendisi dönmesede (vasiyet edip) gemilerini göndermiş yüzyıllar sonra..
:)))) / :))))__ [['bazıları'ndan biri olarak, tarih-felsefe bilgimiz olmayınca.. :) bizde tefrikayla durumu
idare edelim dedik...]]...
Ağaçlar: insanlara gölge yapar, yazın kızgın güneşin altında serinlemelerini sağlar ve aynı zamanda göz zevklerini ve kulak zevklerini okşar; eğer, ağaçlara zalimce davranılırsa. 'Ağaçların Öfkesi' böyle olur.
Saygılarımla.
Görünmez ağlamalarınız çağlıyorsa, görünür ağlamalarınız ummanları taşırır demektir.
Çocukluk çağlarındaki söylediğiniz veya çaldığınız şarkılara eşlik eden melodikaya (mızıkaya) emanet etmişsiz, bariton sesinizi.
Sanırım, emanet etmek yerine kahramanlık türkülerine meyletseydiniz, özel günlerin, ayların, yılların en çok arananı olurdunuz. Bekli de bu milletin sinesinde bahtınız da farklı, tahtınız da farklı olurdu.
Merkür’ün kuzeyde görülüp görülmediğini bilmiyorum. Neden Merkür yas tutar, neye atfen yazılmış, onu da bilmiyorum. Ancak güneşe ene yakın ve yoğun gezegenlerden biri olarak verilmiş kaynaklarda.
Merkür, yas tutuğundan yüreği katılaşmış.
Kutup (Şimal, Demeirkazık) Yıldızı hep kuzeyi gösterir. Gölgesi uzaya düşer mi düşer, şair algısında…
Yolunu şaşırmış martıya köpüklerden düş kurmak.
Önemli olan martının hatırlattıklarıdır şaire. Kim bilir, hangi sahilde, hangi sevgilinin hatıralarına eşdeğerdir martı kanatları?
Kim bilir, sevgilinin hangi yanık veya özlem dolu sesinin yankılarıdır martı çığlıkları?
Belki de bu yüzdendir, dalgaların düşlere dönüşmesi… Nice hatıraların izlerini, özlemini, öfkesini, vuslatını anlatmaktadır şaire dalgalar ve martılar…
Hangi sözcükler?
Aşk mı, yalnızlık mı, hasret sözcükleri mi ağlar?
O kadar derinden, o kadar içli bir ağlayış mı ki bu ağlama, yürekten değil de, dişlerden dökülüyor? Biraz daha ipucu olmalıydı. Biraz daha anlaşılır olmalıydı. Tahmin üzere her şey demek mümkün. Hiçbir şey demenin mümkün olacağı gibi.
Yürek yangınıyla, sızısıyla ağlamak başka; dişlerinden dökülen bir ağlama (nasıl anlaşılacaksa) başka olmalı.
Ayı üşütürüz. Sadece ayı değil, güneşi bile üşütürüz. Ateşi dondururuz.
Mehtabın yalnızlık acısını yaşarsa ruhumuz, üşütemeyeceğimiz hiçbir nesne, donduramayacağımız hiçbir şey olmaz. Dudaklarımıza çiğler yağdırır, bir melodikaya emanet bıraktığımız sesimizi bile dondururuz.
Şimdi aklımdan geçen, bu mızıka çocukluk aşkına mı bırakıldı, oldu…
Her insan, aşkından uzak kaldığı ve uzaklaştığı kadar ölür ve öldüğü kadarı da üşür…
Böyle mi olur, onu yaşayan ve hisseden böyle ifade etmişler.
Değişik imgelere yüklenmiş, kimi yerde belirli, kimi yerde kapalı duygular, hayaller vb. algılamalar…
Benden bu kadar.
Bugün henüz yol yorgunluğumu atamamış olabilirim. Belki algılamam onun için yetersiz kalmış olabilir.
Her ne hikmetse, hikmetinden sual olunmaz, şairin de erenin de…
“Sürç-i lisanımız affola…”
Sevgi ve saygıyla.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
ay üşüyor!
aynalarda görüntüm duvarlarda gölgem üşüyor!
bir tek ben ısınıyorum!
hayırlısı:)
Güzelse bir çalışma tebrik ediyor başarılar diliyorum...
...kıymetli Turan KAYIKÇI beyi bu güzel şiirinden dolayı kutlarım.
...Kuşçu03 kardeşim şahsınızda size seslenerek tüm herkese sesleniyorum.
...zat-ı alim mitoloji konularında çok zayıftır (Abdulillah ağabeyim'den bu eksikliğimi gideriyorum). islami kıssalarda bilgim az-çok üst seviyeye yakındır. Projektör olmasam da el feneri niteliğindedir.
…zatımın bir özelliği de İYİ BİR SORGULAYICI olmasıdır. Evet her kıssayı, her duyduğum olayı sorgularım. (elbette İslami kıssaların içerisinde insan aklının kabul etmediği durumlar vardır vardır ama bunlar aklıma yatmasa bile gösterdiği hedef itibariyle olumludur ve kabule şayandır. Aksine kabul etmemek ahmaklıktır. Bu durum ayrı saklıdır).
…işte şimdi bunları niye anlatıyorsunuz diye bilirsiniz. Sayın Kuşçu03’ün naklettiği olayı okuyunca hemen sorguladım. Ne diyor sayın kuşçu03 İngiliz kralı bir dilencinin başında durmuş ve kendisine ne kadar para isterseniz vereyim demesi üzerine kabul etmeyip “GÖLGE ETME İHSAN İSTEMEZ” demiş. Bu akla, mantığa ters bir durum ihtiva ediyor. Dilenci hiç reddeder mi? İmkan ve ihtimal var mı? İşte mantıklı hikaye şu şekilde cereyan eder;
GÖLGE ETME İHSAN İSTEMEZ;
Diyojen İskender'e ayağa kalkmadı. Hiç istifini bozmadı. Binlerce insan: 'İskender geliyor,' diye kırılıp geçiyorken o, yerinden kımıldamadı bile.-Sen ne yapıyorsun, gelenin kim olduğunu bilmiyor musun, diye onu tartakladılar.
İskender:
-Durun, dokunmayın!...
-Görmüyor musun, İskender geliyor, diye insanlar yerlere yatıp kalkıyorlar! Sen yoksa İskender'i tanımıyor musun? dedi.
Diyojen:
-Tanıyorum. İyi tanıyorum ve sizi iyi biliyorum, diye cevap verdi.
İskender:
-O halde söyle kimim, ben?
Diyojen:
-Bendemin bendesisin (Esirimin esirisin), dedi.
İskender sarsıldı. Yerinde duramadı ve atından indi.
-Nedemek bu? dedi.
Diyojen:
-Sen, toprak için insan öldürüyorsun. Dünya benim esirim, kölem. Sen de benim köleme köle olmuşsun. Kim kime ayağa kalkacak? dedi.
İskender bunu kabullendi. Diyojen'in büyük bir filozof olduğunu anladı.
İskender:
-Dile benden ne dilersen.
Diyojen:
-Gölge etme başka ihsan istemem.
…SAYGILAR
'Yalın sesim var bas bariton
Emanet ettim onu çocukluğumdan
Kalmış melodikaya'
diyen şair,
(Bir başka şiirinde de ;
'Gözlerimde donmuş görüntü sesi
Ömrümün yalımında dönümsüz ölümler
Yaralı bir sevincin patikasında yüreğim'
derken)
adeta (başarılı imgelerle bezediği) şiirlerinin
büyük çoğunluğunda raslanılan sitemkar-isyankar neviinden
hissiyatını yada gönül kırgınlıklarının tasvirini resmediyor.
Şairin başarılı imgelerle bezediği şiirleri takdire şayan.
Ayrıca, 2007 den bu yana şiir kaydının olmaması da
düşündürücü bir durum. (?).. /
Şairi yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum./
n.a.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta