-I-
Ay bir sırça kemerdir sırlı semada,
O ne gamzeli bakıştır, gamı zedeler.
Gümüşten bir yaydır, gönül burcumda,
Hayalin sahilinde gezinip göz eder.
Aşk taşır geceme, ışır ışığından kış,
Umutlarımı besleyen bir ulu pınardır.
Nöbetteyken kasvetli bir kasım akşamında,
Kalbime saplandı hilal, yazdırdı üç beş kelam.
Kandili olsun diye sabahımın,
Doladım dilime mahı.
Yetmedi yine kelimeler, kalemim çaresiz,
Eyvah ki, soldu dalında satırlar,
Bir şiir bile etmedi…
Bilir misin, hilaline dalan gözler neyi özler?
Badesi aşk kokan özge sözler,
Dinlemeyi…
(05/11/1997, 21:23; Lojman yemekhanesi)
-II-
Aynı hüznü hecelerdim hüzzam gecelerde,
Aynı neydim, iniltim hiç dinmedi,
Ulaşılmaz dostluklara uzandı ellerim.
Bir gezinti ki zaman üstü,
Ayın gizemli gözlerinde başlayan;
Saz yaprağına benzerdi, titrek,
İncelir, incelir sonsuzluğa giderdi…
(09/11/1997, 09:09; Dış kapı nöbeti)
-III-
(“Ay Işığım” adlı yeni bir şiir oldu)
Bir meczup balıktım mavi denizinde,
Mehtap derlerdi nuruna, bir kıvılcımın yeterdi.
Dizinin dibinden ayrılmazdı yıldızlar,
Derviş edasıyla dinlerlerdi,
Yüzyıllara yağan masalını…
Sözlerin gönlümüze kalay olurdu.
Aşığındık, her akşam teşrifini özlerdik.
Salına salına doğarken meclise daha,
Korkuyu, yeisi, ille de şu kimsesizliği,
Mübarek gülüşümle kovardın.
Uğrunda yanılan Mehlika sen miydin?..
Bilinmez…
Leyla’nın yanağında öyle güller açtık ki,
Seneler geçer, hafızalardan silinmez…
Suya hasret dudaklara sundun okyanusu,
Siyaha düşen gurbeti saçlarınla boyadın.
Avizeler tek ağız olsa,
Avaz avaz yansalar da yine,
Cemalin nurdandır, gölge düşmez güzelliğine.
İncisin Kudret denizinde, yoktur benzerin
Rabbin ayinesi, Nübüvvetin nişanesisin.
Esrarından sararıp soldu kâğıdım,
Çok düşündüm amma…
Bilemedim sen nesin?..
(09/11/1997; 09:41; Dış kapı nöbeti, Ardahan)
(Şiirimin bu 3.bölümü, “Ay Işığım” adıyla 06/06/2001 tarihinde Amasya Suluova Yeni Haber Gazetesinde yayınlandı; yıl:1, sayı:39)
-IV-
Altından mührünü vuran göğün alnına,
Çılgın bir divanesin, Mihriban’a meftun.
Felek ilinde kadehler dolusu füsun,
Sunan dilbersin, gamzesi yosun.
Dolanırsın pervane-misal, ezelden sarhoşsun.
Helecandır damarlarımı saran,
Canan uğruna nice canlar alırsın.
Döner dolaşır, dolun-ay olursun.
En nadide tüllerden kuşanıp haleni,
Yepyeni menfezlerde kemale erersin…
(10/11/1997, 09:59; Dış kapı nöbeti)
-V-
Işık senfonisidir, ruhuma derinden çalınan,
Bu coşkun ritmin, asumanı doldurur.
Bahar olup serpilirsin yalnızlığıma,
Bazen gül, bazen dal, bazen lale ile…
Anladım yabancı bir şehirde,
Sensizliği sineye çekmek çok acı.
Yaşlar sızarken yas çağlayanından,
Yığılır yüreğime barajlar dolusu sancı.
Aradım, aradım, bulamadım ey AY!
Derdime derman olası aşkı…
Dayanamam gayri daha fazla,
Vefasızlık, haksızlık çizmeyi aştı.
Kalıbı dağılmış kırık külçeyim, küllendim.
Bakırlaşmak üzere cevherim.
Cepkenim yırtılmış, paslanmış çelik mihverim.
Sabır der, gayrete sarılır, biat ederim.
Gönül verdiğim değerler adına,
Ölüme dek giderim…
(12/11/1997, 22:19; Dış kapı nöbeti + yemekhane)
(13/11/1997, 09:03; Dış kapı nöbeti)
-VI-
Ey sümbül bakışlım, bülbül nakışlım, yaklaş!
Aklaşan saçlarımda bir avuç merhamet ol!
Uzat ipini, ab-ı hayat gibi sun da elini;
Dağılmasın,
Dipsiz buhranların sağanağında,
Örümcek ağından daha ince
Dağlardan daha ağır “dava”yı sırtlanan,
Kırk kat yamalı bohçalarda
Kırık kanatlı “irade”m…
(13/11/1997, 18:30; Lojman yemekhanesi)
-VII-
Muazzezsin, mübareksin, demek,
Bilmem az mıdır sana?
Hayalin âli kapısına çığ gibi düştün.
Kuşattın tüm mahremiyetinle varlığımı,
Hayret makamına yükseldim.
Huzuruna gelen bir biçare,
Dilini yutmuş şaşkın bir çocuğum.
Taşkın bir şehrayin yaşattın gök kubbede,
Bugün Recep’in on ikisi, senin on dördün.
Ahengin uhreviliğinden mest olan perdede,
Rabb’in azametini dur-bîn gördüm…
(13/11/1997, 21:54-22:21; Lojman yemekhanesi)
-VIII-
Ufkun derin gözlerine perde indiğinde,
Mübarek vakitler, kandiller beklendiğinde,
Vatandan ayrılığın derdine
Yar hasreti eklendiğinde,
Fener sensin, fer sensin, derman sendendir…
(14/11/1997, 21:29; Dış kapı nöbeti)
Kayıt Tarihi : 24.11.2021 22:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
***** (İlk yazılış tarihi: 05–14/11/1997; Lojmanlar, Ardahan’da asker iken) (Son tashih zamanı: 02/09/2021, 18:49; Şeker Toki, Kocasinan, Kayseri)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!