Dumanlı loş odam,
Cılız bir mum ışığı,
Parmağımda yanıp tükenmiş
Tütmeyen bilmem kaçıncı duman,
Önümde kağıt, kalem...
Bir şeyler yazmışım:
Sessizliğin sesi değil, sesin sessizliği.
Ellerim telefona gidiyor,
Önce sonsuz bir dıııııııııııııııııııııııııt...
Parmaklarımı tuşlarda buluyorum.
Sonra bir cızırtı:
Sessizliğin seni değil, senin sessizliğin.
Ya kaybolduğum sonsuz bir boşluk bu oda,
Ya da beni içine sığdıran bir küçük nokta.
Duvarlar üstüme üstüme geliyor...
Eşyalar, anlamadığım bir dilde seni fısıldıyor:
Sensizliğin sesi değil, sesin sensizliği.
Ayaklarım beni bir yere götürüyor,
Aynanın karşısında buluyorum kendimi.
Senim soluğum çıkmıyor, çıkamıyor...
Aksim yok aynada, yansıyan:
Sensizliğin seni değil, senin sensizliğin.
21 Nisan 2004
03:15
Kayıt Tarihi : 21.5.2004 19:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!