Bir ay göçer karanlıklarıma
Ve her gece bende büyüyen bir yalnızlık
göçer göçmesine de
Tek kekemelik bir lisan tutulmasıdır
Bu bedenimdeki Mezopotamyalığın
Ve her gecemde biriken soğukluğun
En çok gözlerin titrer üstüme
En çoklardan ne varsa önüne dizdim
Türk Dil Kurumuna eklenmesi dahi
düşünülemeyen kavramlarla tanımladım
Seni Diyarbakır gibi kavradım desem
Mem u Zin Dicle'ye kıskançlığı ilan eder
Biliyormusun?
Mültecisiyim ay karanlık gözlerine
Sonra yasaklı meyvesini tattım cennetinin
ve dergâhından kovulmuşa döndüm...
Sonra Ferhat gibi bir coğrafyayı parçalara böldüm
Aslında sana karşı bölücü duygularım bile tükendi
Keşke bilsen nasıl kimliksizim
Nasıl da ülkesizim...
Dokunuşların ürkmesin bedenimde
Sana zindan zindan teslim olmuşum
Korkak alıştırma bakışlarını
Sal üstüme üstüme
Umarım ki kalkarım üstesinden
Eşkıya hisler beslediğime bakmayın
Sana bir ülkeyi bağışlayanım
Sana gökyüzünü örgütledim
Bütün yağmurlar sana yağsın
Ve gökkuşağı senin renginde açılsın
Allah u Muhammed aşkına
Yeryüzündeki gezegenler aşkına
Supernovalar gibi
zaman aşımına uğramış bu ölüşlerim niye?
Bir açıklaması var mıdır?
Bu denli sana düşüşümün
Meçhul bir bahar çisemlenir Van'ımıza
Senden gayri bir üşümek
Bir bir üşümek sancılanır her yanımıza
Diyorumki, sana özgürlüğümü bağışlıyorum
Yeterki gülüşlerini azad et
Ben sana herdaim eksiksiz gelirim
Var mı ötesi ey ay karanlığım
Kürtçe bir özlemi çiziyorum
Tenine tenine, bir bir mahkumluğumu
Ey ay karanlığım
Ey sol yanımda fişlenenim
Ey illegal yanıma dizilmiş korkak yanım
Ez ji te hezdikim...
Kayıt Tarihi : 13.5.2015 15:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!