-I-
Gözlerin ışıl ışıl halay,
Gönlüm doludizgin balayı.
Karanlık geceme doğan “ay”ı:
Yakama yıldız diye
Yelkenime hız diye
Sahifeme köz diye
Gülümseyen göz diye
Gönlüme düşen kız diye
Sevdim, delice sevdalandım,
Aşk kadehinde hazza kandım.
(19/11/1997, 11:58; Dış kapı nöbeti, Ardahan)
-II-
Sürgünlerim boy verdi,
Doru bakışlarınla şahlanan aşkından.
Işığından kamaştı gözlerim.
Umudum asumana ulaştı.
Döndüm pervane yörüngende.
Budur zamanın selinde
En tarifsiz heyecan.
Döndüm güzelliğine ey yâr,
Güzelliğinden şaşkına!..
(19/11/1997, 14:56; Lojman yemekhanesi, Ardahan)
Mutlu Gavcar
Kayıt Tarihi : 7.4.2018 13:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
(Son tashih zamanı: 02/01/2022, 22:57; Kocasinan, Kayseri)
![Mutlu Gavcar](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/04/07/ay-kiz-12.jpg)
-I-
Sevgili bazen yıldıza, güneşe, aya, dolunaya benzer/ benzetilir... Aşk güneşinin en parlak aksi olan dolunaya bakılınca ya sevgilinin cemali görülür ya da sevgilinin de o an aya baktığı, bakışların ayda kesiştiği/ buluştuğu hayal edilir; sevgili diye ay ile hasbi-hal edilir...
Dolunay gecesi, aşkın en olgun hâli, en tatlı yankısı, en saf yansımasıdır... Gönülde balayı coşkusu yaşatır, sevgilinin dolunaydan farksız ışıl ışıl gözleri... Sevgilinin olmadığı her yer zindan, her köşk viran, her gün hüsran, her an hicrandır... Teşrifiyle karanlık geceyi aşka, sevgiye, neşeye, umuda, heyecana, aydınlığa çeviren ay yüzlü sevgiliyi, yakaya takılan yıldız, yelkene can katan hız, cemrelenmiş sahifeye düşen köz, geleceğe kırpılan göz, gönle düşen bal kız diye sevmemek; sevip de delice sevdalanmamak; sevdalanıp da aşk kadehinde hazza kanmamak mümkün müdür?..
-II-
Cananın nefesinden uzak diyarlar taş, elimizden tutmadığı düzler yokuş, cemalinden mahrum mevsimler kara kıştır... Cananın doru bakışlarıyla buzlar erir, sular çağlar, kara toprak bin bir renge boyanır, kara kışlar bahara gark olur, gözler kamaşır; yerde iki büklüm/ çaresizce kıvranan âşık, aşka gelip şahlanır... Umutsuzluk buhar olur, umudun bahar olduğu yerde... Gönül, deniz olup taşar, taa asumana ulaşır... Zaman ve mekan ötesi tarifsiz heyecanlara kapılan âşık, meczup bir pervanedir, nur yüzlü sevgilinin cennet misal yörüngesinde...
TÜM YORUMLAR (1)