Sürdükçe kendi izimizi, dökülürüz bizler yaşamın çamurlu denizine
Yürek bohçamızdaki iksirli bir yaşamın tuzlarını sileriz mendilimize
Çıkarırız ömrümüzün yaşanmamış karelerinden sevisiz günlerce
Katık ederiz gümüşleri silinmiş an’ları bir gün, yangın gülüşlerimize
Ne zaman yokluğunun sancılarına yüz sürsem, ne zaman gidişinin ardından kendi imparatorluğumdaki bahçelere dalsam, hep aynı düşünüşün, kendime iç döküşün mahzenlerine kilitliyorum bedenimi. Üzerime çöreklenen yedi başlı bir ejderhanın kollarına atlıyor, üzünçlü müziklerin, hüzünlü şarkıların yollarına vuruyorum kendimi.
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Devamını Oku
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de