Ay Işığı Ve Mum Işığı Şiiri - Mustafa Se ...

Aslına bakarsan
Hiçbir şey yazmış sayılmam
Sana ve bana
Ve de hayata dair
Henüz nabza dokunduğumu söyleyemem
Mısralarım her zaman
Yeni mısraların arayışında
Aramakmış hayat
Her zaman en iyisini
Bu yüzden hiçbir şey
istenilen düzeye gelemeyecek

yoksa yetinmeli miyiz bazı şeylerle
tadımlık sevgiler yaşıyoruz aslında
bu da bizi tatminsiz yapıyor
yürek ki
henüz sınırları çizilmemiş bir coğrafya
çizilmeyecek belki de
sınırlı bir varlığın içinde
sınırsız bir coğrafya

yüreğini sonsuz sevişmelere ayarla sevgili
bir gün sana
Mevlana ve şems’ten bahsedeceğim
Veya
daha yüksek bir frekans olan
sen ve benden

sonra bülbül ve gülden
sonra
ay ışığı ve mum ışığından
sonra
toprak ve sudan
sonra
yollar gelecek aklıma
yolcular
kervanların uğrak yeri olan
kervansaraylar
hanlar

sonra
sonra
parçalanacağım
taş atılmış su gibi
dalga dalga olacak yüreğim
durulacağım sona
ama uslanmayacağım hiçbir zaman
devamlı haşarı ve hırçın yanlarımı
süreceğim yollara

olmuyor dostum olmuyor
isyansız sevda olmuyor

sonra sonra sonra
aslında daha söyleyecek çok şey var sonra
ve ben haddi zatında
birçok şeyin bestesini yaptım senin için
harfler nota oldu
ve ben hayatın bam teline dokundum
ama bir türlü bu besteyi
terennüm edecek enstrümanı bulamadım henüz

ben enstrüman ustası değilim ki enstrüman yapayım
ben beste yapar ve yorumlarım
bülbülün güle dokunuşu gibi yorumlarım
toprağın suyu emişi gibi yorumlarım
yolcuların yolda yürüyüşü gibi yorumlarım
kervanların handa konaklayışı gibi yorumlarım
ve
mum ışığının ay ışığında raksedişi gibi yorumlarım

ve sonra
düzlüklerde yürümenin zorluğunu hissedersin
yokuşları tırmanmanın aslında
ne kadar da basit olduğunun farkına varırsın
ve bilir misin
doruklarda içilen çayın
ne derece ağır bir sorumluluk getirdiğini
bilirsin bilirim
lakin ben yine de söylemeye devam ederim

ben seni
gözlerindeki başlarından tanırım
sen ki yüreğini gizlersin
bakışlarının derinliklerinde
çok iyi bilirim
bir dünya saklıdır
gözbebeklerinde

gözlerin ki
yüreğinin mahremliklerine girişi sağlayan
hafif aralanmış bir kapı
sen ki tanınması zor
ama bu zorluğu kendine ilke edinmiş
şu fakire onur kazandıransın
2006